CHP kurmaylarından ve önceki dönem meclis üyelerinden Abdullah Aküzüm, CHP’sine bir çağrıda bulundu. “Gelin Çeşme’den Bir Meşale Yakalım, eğer biz partinin kurmayları olarak bir meşale yakmazsak, parti diye bir şey kalmayacak.”

 

Abdullah bey neden böyle bir çağrıda bulundunuz?

 

Ben memleket isterim Çeşme gibi güzel olsun ama böyle kötü yönetilmesin.

 

Sizce Çeşme Kötü mü yönetiliyor?

 

Hem de çok kötü yönetiliyor. Ben iki dönem meclis üyeliği yaptım, hem Faik Tütüncüoğlu hem de Muhittin Dalgıç zamanında, hiç bu kadar kötü yönetildiğini görmedim.

Savaştepe Öğretmen Lisesi mezunlarındanım, öğretmenliği iki yıl yapabildim 44 yıldır turizm sektörünün içindeyim, hem de öyle tepeden inme değil bulaşıkhaneden başlayarak geldim. Aynı zamanda siyasetin de içindeyim ve CHP’nin 44 yıllık kurmaylarından biriyim.

Çağrıma gelince; neden böyle bir çağrı yaptım.. Bizim sosyal demokratlar, şu koltuk sevdalarını bir türlü bırakamadılar gitti. Seçilinceye kadar her şey iyi, seçildikten sonra sıkıyönetim ve baskı uyguladılar hep.

 

Sıkıyönetim ve baskıdan kastınız nedir?

 

Şöyle açıklayım.. Bizler, partililer olarak belediye seçimlerini kazanabilmek için kol kola, canla başla çalışıyoruz. Çok güzel başarılar da elde ediyoruz. Belediyemizi de, başkanımıza da bir yerlere taşıyoruz. Bizler de meslek ve yeteneklerimize göre meclis üyeliği yapıyoruz. Ben meclis üyeliğime imarda başladım. Bizim zamanımızda gündüz vatandaşın işi uzamasın diye meclisi saat 18.00’den sonra yapıyorduk. Öyle şimdiki meclis üyeleri gibi el kaldır-el indir de yapmıyorduk. Eğer belediye başkanı bir yanlış yaparsa ilk biz söylüyor, biz eleştiriyorduk.

 

Çünkü başkanın dışında bizlerin de, meclis üyesi olarak bir ağırlığı, çevresi, saygınlığı, sözünün geçtiği yerler var. Bizleri seçen vatandaşa bizler de hesap veriyoruz. Şimdiki meclis üyeleri gibi, el kaldır-el indir yapmadık.

 

Peki CHP’nin Meclis Üyeleri Neden Bu Halde?

 

Anlatayım.

Seçilen meclis üyesi, belediyeyi halka hizmet yeri değilde rant kapısı olarak görürse, iş takibi yaparsa, buradan nasıl faydalanabilirim derse, iş bu hale gelir.

İki dönem meclis üyeliğimin Faik Başkan ve Muhittin Başkan dönemleri var. Bu iki dönemde de bir vatandaş var. Aybars…

Bu kişi ortağı Alkım’la mutfak tamirciliği yapardı. Hatta Alkım ANAP için benden oy istemişti. Ben de; ‘’vermem ben sağ partiye oy moy’’ dedim. Neyse uzatmayım Faik Tütüncüoğlu, Alkım’ı ve Aybars’ı meclis üyesi yaptı. Tütüncüoğlu’na “Bu adam düne kadar sağ partiye oy istiyordu benden’’ dedim, ‘’Olsun babası iyi adamdır’’ dedi, aldı meclise.

Bu Aybars, halka ‘’projenizi bize vermezseniz, projeniz belediyeden geçmez’’ diyerek iş yaptı. Bizim bu iki mutfak tamircisi ortak, Çeşme’nin bir numaralı müteahhit ve mimarları oldu. Faik Başkan anladı bunları tabii, Alkım’ı koymadı bir dahaki listeye. Aybars kaldı başınıza..

Bizim saf Muhittin de  - saf diyorum, Muhittin benim canım arkadaşım, çok temiz çok dürüst bir adam o -  aldı meclisine, imardan anlayan birisi olsun diye, yeminle biz Alkım’ı arar olduk.

Aybars’ın Muhittin döneminde tam 74 dosyası o dönemki İmar Müdürü Füsun Hanım tarafından anormal olduğu için geri gönderildi.

 

Anormal derken?

 

Dur anlatacağım tek tek. Biz sorduk Füsun Hanım’a neden böyle diye? Füsun hanım, ‘’İmara aykırı bu 74 dosya, ben bunlara izin veremem’’ dedi. Sonra dosyaları geri çevrildiği için, Aybars ‘’Bunlar hırsız’’ dedi Muhittin’e. Muhittin başkan da ‘’Bunu bana ispatla’’ dedi. Baktı Muhittin başkandan ve bizden taviz yok, yavaş yavaş Ekrem’e kaymaya başladı.

Ekrem’e gelince biz yine seçimlere çalışıyoruz, Çiftlikköy’den birisi aradı bizi: ‘’Siz seçime çalışıyorsunuz ama Ekrem kendisine burada delege topluyor’’ dedi. Biz de zannediyoruz,  bak ne efendi adam Ekrem bize çalışıyor! Meğer ilçe başkanı olacakmış, kendisine delege ayarlıyormuş.

Mehmet Görgün’e de öyle bir kumpas kurdular ki aklın durur.

Meclis üyemiz Aybars’ın durumu bu!

 

Levent Veryeri’den de bahsetmek istiyorum. Babası Doğru Yol Partisi’ndendi, sağcıdır. Ama laik sağcılardandır. Faik Bey Levent’i de meclis üyesi yaptı.

Allah var yukarıda, Levent meclis üyesi olduğunda dedi ki; “Ben artık meclis üyesi olduğum için Çeşme sınırları içerisinde mimarlık yapmayacağım, proje de çizmeyeğim.”

Çizmedi de!

Çok düzgün bir çocuktu.

Bu son dönemde onunla ilgili de hoş olmayan söylentiler duyuyorum.

Muhittin Başkan zamanında bir diğer meclis üyesi tatlıcı Veli Usta var. Alevilere kurban olsun o.

Reisdere’de yapılacak olan bu sosyal konutlar için belediyenin meclisi var, o zaman girmedi bu ikisi Aybars’la, Veli Usta.

Ekrem girmeyin demiş, bunlar da  girmedi.

 

Sebep?

 

Yasayı çok iyi bilen birisiyim. 775 sayılı Gecekondu Kanunu’nda diyor ki; Eğer bu bölgede rayiç bedel 1 lira ise, sen belediye olarak buranın rayiç bedelini 1 lira 1 kuruş yapamazsın, eğer 1 kuruş dahi üstüne koyarsan bu yeri senden geri alırım.

Biz de o dönemki rayiç bedel neyse onu verdik. Bu ikisi, Aybars ve Veli Usta kalktı dedi ki bize ‘’belediyeyi zarara uğrattınız.’’

Arkadaşım var, Teftiş Kurulu Başkanı Ahmet Görücü. 40 yıldır tanıyorum, açtım sordum bu konuyu ona.

“Ahmet, bizim belediye olarak bir hatamız var mı?” diye. “Yok orası rant yeri değil.’’ dedi.

Mecliste muhalefet partilerinin üyeleri dahil oy birliği ile karar alındı, imzalar atıldı bu ikisi atmadı.

 

Yani bu toplu konut Ekrem Oran ve bu kişiler tarafından mı engellendi?

 

Tabii arkalarında Ekrem Oran var, ‘’Ben o projeyi iptal ettireceğim’’ demiş.

O dönem sosyal konut projesi hazır, parası hazır, devletin %30 belediyeye vereceği fonla,  biz buranın temelüstü vizesini de bitirebiliyorduk, yani alt yapısını, en çok para da buraya gidiyor.

Böyle olunca müteahhitte gelir zaten tertemiz işti.

 

Bugün ne oldu?

Şimdi kimse atmasın! Yemezler!

Reisdere’deki bu yerde arsa fiyatları 2 milyonu geçmiş, nasıl yapacaksınız sosyal konutu?

Ayakta alkışlattı kendisini!

İki kata çıkaracaktı, 800 konut yapacaktı ne oldu?

O arsalara bulunmayacak müteahhit dünyada yok!

O dönem ayda 1200-1300 lira gibi çok düşük bir ücret ödeyerek, 120 bin liraya ev sahibi olabilecek 320 insanımız bugün evsiz kaldı.

 

Ekrem Oran mecliste dedi ki; ‘’Burası kooperatife peşkeş çekildi.’’ Bu ne demek?

 

Olur mu? Yine yasa gereği gecekondu bölgesinde bir sosyal konut yapacaksınız, bu kooperatif eliyle yapılır ya da TOki’ye verilir.

Kooperatifçi Erol Ferit Ergüler ihtiyacı da, rantı da olmayan, Ovacık’ta kavun tarlasından çıkmayan tertemiz bir canımız.

Onu diyen rantçıların kendileri!

Erol yıllarca kooperatifçilik yapmış, hayali de Çeşme’de ihtiyaç sahibi pek çok insanı ev sahibi yapabilmek.

Nuri Ertan zamanında, 90’da Çeşme Kent Kooperatifi’ne girdim, o da belediye kontrolünde kooperatif eliyle yapıldı.

Erol’un tırnağı olamazlar.

Rantçı, hırsız arayan varsa aynaya baksın!

 

Her şeye rant olarak bakamazsınız, Çeşme çok güzel bir yer, deniziyle, doğasıyla, havasıyla çok değerli.

Marka!

Örnek veriyorum; Faik Tütüncüoğlu zamanında meclis üyeliği yaparken, Çeşme’de 1/100.000’lik plana müdahale ettik ve dedik ki Faik Başkan’a 3 katı geçmesin. O da bizi dinledi sağolsun ve o dönem etkili olduk. İyi ki olmuşuz, eğer biz burada 3 kattan fazlasına izin verseydik burası Kuşadası’na, Bodrum’a dönerdi.

Yine Mamur Baba’da 800 m2 arsaya tek konut verildi. Bana o dönem çok kızdılar.

Şu an Çeşme’de denizi olmayan en pahalı yer Mamur Baba, arsa fiyatları 20 milyonu geçti. Çünkü biz orada doğru bir plan yaptık, kaliteyi sattık.

Yine Reisdere’de TOKİ’nin 3 kata düşürülmesi için mücadele verdik, kötü mü oldu? Hayır.

Şu an Türkiye’nin en güzel TOKİ evlerinden oldu. Allah burayı yapanlardan da razı olsun. Kim Çeşme’ye hizmet için bir çivi çakmışsa hepsinden razı olsun.

Zaten ben belediye başkanı olarak seçilsem (Muhittin adayım diye çıkmasa adaylığımı açıklayacaktım ama ben adamım, arkadaşım adaylığını açıkladıysa önüne geçmem, ona destek olurum, o benim canım, ona kızdığım noktalar var o ayrı), seçildiğimin ertesi günü Cumhurbaşkanı’na, Turizm Bakanı’na giderim, hatta yanıma Ak Partilileri ve diğer siyasi parti temsilcilerini de alır öyle giderim. Niye kavga edeyim ki?

Bir taraftan Ekrem gibi Turizm Bakanı’nın ayağına gidip, diğer taraftan Çeşme’ye gelip “Çeşme’yi sana ham yaptırmam!” dersen olmaz, bu sağlıklı bir iletişim değil, Çeşme’ye zarar verir.

Gelelim diğer tarafa..

 

Diğer taraf derken kimlerden bahsediyorsunuz?

 

Tabii ki CHP ilçe yönetiminden. Şu an Çeşme’de yapılanları, Reisdere’de liste çıkaran partilimiz Veysel Ayhan’a yapılanları hayretler içerisinde izliyorum!

Siz kimsiniz ki Veysel Ayhan gibi bu partiye emek vermiş, yılların CHP’li birisinin listesindekileri tehdit ediyorsunuz.

Kral Ekrem Oran!

Sen Şantiye Evleri’nde kısa pantolonlunla gezerken ben sol yumruğum havada diye, cezaevlerinde işkence görüyordum!

Sait Kavasoğulları’na gelince Mustafa Kemal’in askeriymiş!

Geçin bunu…

Eğer sen Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri olsan, Ekrem değil sen kral olursun. Atatürk’ün CHP için hazırladığı tüzükte grup başkanı olarak  delegeler ve meclis üyelerinden grup kurar, bu grupta belediye başkanı çalışmalarıyla ilgili oy kullandırırsın. Eğer üç defa ret yerse başkan ihraç olur ihraç!

İlçe seçimlerinde eski ve yeni meclis üyeleri doğal üyelerdir.

44 yıllık partiliyim beni engellemiş Sait Kavasoğulları, seçim oluyor bana mesaj gelmiyor mesaj!

 

(Devam edecek)