2024 Mart’da yapılacak olan  yerel seçimler için gerçekten aday mısınız, İroni mi yaptınız, bir partiniz olacak mı?

 

Çeşme’yi seven bir insan, eğer beyin sağlığı yerindeyse Çeşme’nin bu haline üzülür ve adaylığını açıklar. 

İroni falan yapmıyorum gerçekten adayım. Seçmen seçer ya da seçmez ona saygım sonsuz, ben dört defa seçim kaybetmiş adamım, bir oy bile alacak olsam aday olacağım.

 

Partiniz var mı, hangi partiden aday olacaksınız, ekibim hazır dediniz, kim bu isimler?

Partim yok bağımsız aday olacağım. Ekibim tamamen kadın ya bir ya iki tane erkek olacak, bu konuda çok iddialıyım. İsimleri önümüzdeki günlerde açıklayacağım.

 

Çeşme’ye kadın eli mi değmeli?

Tabii kadın anadır, doğurgandır, yalnız çocuk doğurmaz, fikir doğurur, üretir, büyütür. Kadınlarımızla  ben Çeşme’de çok büyük işler yapacağım. Rabbim o makamı bana teslim ederse. 

Çeşme’nin şu anda Çeşme’yi yönetecek çok iyi bir belediye başkanına ihtiyacı var. Ben adaylığımı koymak mecburiyetinde hissettim kendimi.

 

Neden, Çeşme çok kötü mü yönetiliyor?

Bence çok kötü. Ben Çeşmeliyim, sağ görüşlü olmama rağmen seçilen bütün belediye başkanlarına büyük saygım vardır. Başkanlığımda da sonrasında da sol görüşlü belediye başkanlarına kötü davranmadım. Aksine onlara Çeşme ile ilgili tecrübe ve deneyimlerimi aktardım.

 

Ekrem Oran’ı da ilk başlarda desteklemiştiniz galiba.

Destekleme değil her belediye başkanına yaptığım gibi bir büyüğü olarak ve daha önce bu hizmeti yapan birisi olarak yol gösterdim. Şimdi size Çeşme’yi 20 yıldır yöneten belediye başkanlarını anlatacağım. İlk belediye başkanı CHP’liydi, binamızı yaptırmadı bize Kelamı Bey Çarşısını yaptırmadı. İkinci belediye başkanı geldi o da durduk yerde müze yapacak yeri yokmuş gibi bizim yerimizi istimlak etti. 

 

İstimlak etmemesi mi gerekiyordu, bu yüzden mi kızdınız, Siyasi bir ayrımcılık mı yapıldı size?

Hayır ben kızmadım, anlatıyorum bak, Eğer Çeşme’ye müze yapacaksanız bunun için en güzel yer, Çeşme Belediyesi’nin şu anki binasıdır. Belediye binası  halkın rahat ulaşabileceği bir yere taşınır, vatandaşın aracıyla belediyeye ulaşması kolaylaştırılır, ondan sonra şimdiki belediye binasını ya sanat müzesi yaparsın ya etnografya müzesi yaparsın, ne istersen yaparsın, çok da yakışır.

 

Lütfen, CHP’liler alınmasın ama rahmetli babamın 1944’den beri uğraştığı bir olayda, mahkemeyi kazanıp, mülkiyetini bizim üzerimize geçirdikten sonra hala bizim bu binayla çok uğraştılar.

 

Sizin sahildeki Ertan oteliniz de kat sayısının fazla olmasından dolayı eleştirildi, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Eleştiler olabilir bu çok normaldir, zamanında Çeşme’de hiç otel yokken yapılmış turizm amaçlı bir yerdir burası. Hemen arkalarına baksınlar başka çok katlı oteller de var burada ve sahilde. 

Duyduğuma göre Faika hanım çok uğraşıyormuş burayla, onunda  kardeşinin ve kayınpederinin yeri var, gitsin baksınlar, orada da bütün evler 2  kat, onlarınki 4 kat. 

 

Burada şunu söylemek istiyorum, bu CHP zihniyetinin Çeşme’den kalkması lazım. Ben belediye başkanlığım dönemimde CHP’lilere özel muamele yaptım, hiç biri benden şikayetçi değildir. Yasal çerçevede ruhsat almak şartıyla bina yaptırdım, işlerini kolaylaştırdım, bu Anavatan partili, bu CHP’li demedim. 

 

Şimdi öyle değil, herkes CHP’ne  üye olmak için sıraya giriyor, CHP’ni sevdiklerinden falan değil, menfaatleri için. Aman belediye başkanı bana kızmasın, aman bizim işimizi yapsın, aman çocuğumuzu belediyeye işe alsın diye.

Bugün Çeşme’de işçi bulamıyoruz, Ovacık’ta insanlar ektikleri tarlada çocuklarını çalıştıramıyor, almışlar hepsini belediyenin Çeştur’una, hedefleri bir daha ki yerel seçimlerde bu ailelerin oyunu alabilmek. Esnaftan bir tanesi bile çıkıp belediye başkanı Ekrem’i eleştiremez. Belediye başkanlığı bu değildir. Belediye başkanı babadır, dededir, annedir kucaklar bunlarda ben bunu görmüyorum. 

Ekrem belediye başkanlığı yapacak vasıfta biri değil. 

 

Çeşme’nin sizin gördüğünüz en büyük sıkıntıları neler?

 

Çeşme’nin öncelikle kimliğini ortaya koymak gerekiyor. 1999’da seçimi kazanabilseydim Çeşme’nin bir kimliği olacaktı. 

Mesela Çeşme bir turizm kenti mi? 

Hayır.

Bakanlığın çıkardığı bu baş belası rezidanslar var.

 

Rezidanslara karşı mısınız?

İlk günden beri karşıyım, bu rezidanslar olduğu sürece Çeşme turizm vasfını kaybeder. Ben belediye başkanı iken Kilisli bir beyefendi geldi, ‘biz Çeşme’de bir otel yeri satın almak istiyoruz’ dediler. Yeri sit alanı idi, istediğinizi yapın dedim. Kurulda bu oteli 11 katlı bir otel haline getirdi, turizm teşviki için, biz de teşekkür ettik. Şimdi turizm ruhsatı ile rezidans yapıyorlar olmaz, belediye buna izin vermemeli. 

Bizi bakanlığın yaptığı Çeşme Turizm Projesi de kurtarmaz bu da turizm değildir.

Bizi Çeşme’de kurtaracak olan Altınkum ve Pırlanta’dır, buraların planlarını 89 yılında yaptırmıştım ben. Çatalazmak’tan Altınkum’a kadar.

İkinci dönemimde 5 sene çalıştım hiç imar açmadım mecbur kaldım ama Akarca’nın açılmasına da pişmanım yer yoktu ev yeri.

Alaçatı’yı ayrı tutuyorum Çeşme için konuşuyorum.

 

Çeşme’de Ilıca mahallesinde termal var, bu kullanılmalı, ben Ekrem’e haber gönderdim Ilıca’daki termal kür merkezi için Budapeşte’de bunun çok güzel bir örneği var diye.  Dinlemedi beni.

Ilıca’da bizim senelerdir yapmayı düşündüğümüz ama muvaffak olamadığımız Yaykın’daki tesis var. Şu an kazma vuruldu ama kamuoyu tam olarak ne yapılacağını bilmiyor. Mesele buradaki açık / kapalı havuzlar değil. Mesele tedavi ve kür merkezi olması. Çeşme’de muhteşem bir hava ve endemik bir bitki örtüsü var. Ilıca bizi Çeşme’yi turizmle tanıştıran yerdir, şimdi bol bol bina yapılıyor ama turizmle ilgili değil.

 

Master turizm denilen bir şey var, bu planda tesis çok önemli. 40 bin de olur 50 bin de olur. Çeşme’ye uçak inip / kalkabilmeli ve her gelişinde belli sayıda turist getirmesi gerekir ki masrafını çıkarabilsin.

Şu anda Çeşme’de böyle bir kapasite yok. Biz bunu 70’li yıllarda Altın Yunus ve Ertan Otel’de denedik, çokta muvaffak olduk. 1960’lı yıllarda Adalet Partisi İzmir Milletvekili Nihat Kürşat vardı, turizm bakanlığı yaptığı dönemde bir Amerikan firması Çeşme’ye gelip inceleme yapmış. Gerence koyunun -Ildır ile Balıklıova arası- turizme çok müsait olduğunu belirtti. 

Başka bir şey havaalanının kaldırılması, turistlik bir yerde havaalanı hiç kaldırılır mı? Bunu akıl ve mantığınız alıyor mu? Belediye başkanı buna neden tepki göstermez?

 

Çeşme Dalyan’da 80’lerde yapılıp 90’larda faaliyete geçen üniversitenin alanı 280 dönümlük bir alandı, 50 dönümünü üniversite kullandı geri kalanı sit oldu, hala sit mi bilmiyorum. Şimdiki Belediye başkanı buranın dekanı ile küs, rektörüyle iletişimi yok. Burada MHP - CHP ayrımı olmaz, yapılmaz.

Bizim hedefimizde, benim hedefimde Çeşme’de  ikinci bir üniversitenin olması. Hayalim bu Çeşme’de Denizcilik Fakültesi’ni açabilmek. Buraya bu fakülte gelirse kaptanı, süngercisi, balıkçısı, yatçısı hepsi burada yetişecek. 

Muhittin döneminde Koç Üniversitesi yer istemişti, Muhittin de çok sıcak bakmıştı, sonra Ekrem geldi bu yeri vermedi. Koç Üniversitesi’nin Çeşme’ye gelmesi, Deniz Arkelojisi bölümü gibi bir bölümü açmak ne demek, Soruyorum?

Bugün bu bölüm gelir. İlerde daha başka bölümler de açılır. Bakınız Urla’ya, İYTE ile muhteşem şeyler yapıyorlar.

Çeşme’de eğitim olayında bizim çok hassas ve gerekirse tavizkar olmamız lazım. Bakın Güzelbahçe’ye, Yelki’ye, Urla’ya binlerce çocuk orada okuyor, Çeşme’nin çocukları da oraya gidiyor.

 

Çeşme’den muhteşem bir eğitim kenti olur. Bunun yanında Çeşme’ye ihtisas hastaneleri açılması gerekiyor. Kanser tedavi hastanesi mesela burada müthiş bir oksijenimiz var. 

Bunun dışında Çeşme’de ziraat yok, ulaşım yok 

Hastane, eğitim ve ulaşım bunları çözerseniz turizm  kendiliğinden gelir zaten.

 

Alt yapı sorunu yok mu Çeşme’de?

Olmaz mı, biraz da alt yapıyı konuşalım.

90’lı yıllarda Kuşadası’nın red ettiği bir proje vardı. Remzi (Özen) Bey ve biz bu projeye sarıldık. Bu proje kapsamında 10 milyon kredi çıkarttırdık, bu para ile Çeşme’nin kanalizasyonunu  yaptık. Bunlar alt yapıya girmeye korkuyorlar Faik Bey 4,5 milyon lirayı alt yapı için kullanamadı. 

 

Alt yapı zordur, seçim kaybettirir derler, o yüzden mi?

Bilmiyorum ama ben seçimden çok Çeşme’ye hizmet olarak gördüm bu işleri. Biz oturmadık, Çeşme için kaynak aradık Dünya Bankası’na da gittik, Fransa’ya da gittik.

 

Bakalım şimdi Çeşme’ye; Ayasaranda’da kanalizasyon yok, Dalyan’ın bir bölümünde kanalizasyon yok, Cumhuriyet mahallesinde yok, 16 Eylül’ün bir kısmında yok, Ardıç mahallesinde yok, Şifne mahallesinde yok, Reisdere’de tam değil, Ovacık’a yeni gelecek, Çiftlik mahallesinde tam değil.

Bir de koku var, bu kokunun sebebide kanalizasyon oturmadı daha, su yok, su olmayınca içerideki pislik kokuyor.

 

Çeşme’nin kanalizasyon sorunu çözülmeden turizm falan olmaz. Belediye başkanının ilk görevi kanalizasyon sorununu  çözmek olmalı, sonra üst yapıda ne istersen yaparsın.

Çeşme’de Belediye başkanının gelecek nesli düşüneni alt yapı yapar, gelecek seçimi düşüneni de üst yapıda oynar durur. İşte güneşlenme terası yapar, her akşam müzik koyar, hayvan parkı yapar.

Çeşme’nin buna tahammülü yok Çeşme’nin Çeşme olması için önce alt yapısının bitmesi lazım.

 

Ulaşım Sorununu nasıl çözeceksiniz?

Gelelim ulaşıma, Çeşme’nin bu iç yollarını yaparken bana gülüyorlardı, nasıl yapacaksın diye, hayal gibiydi açtık.

Bak! Ekrem, Paşalimanı yolunu yazın ortasında bile olsa yaptı, demek ki istese yapabiliyor. İşte ben buna daha çok kızıyorum. İsteseler yapabiliyorlar. Ben Alaçatı’dan Hastaneye gelen yolun yapılmasını istiyorum. Çok önemli bu yol çünkü.

 

Bu memleketin ayrıca çok acil otoparka ihtiyacı var. Bu benim projemden biriydi, Kutlu dağ dediğimiz dağı, Dalyan yolu girişinden, caminin oraya çıkarmayı düşünüyordum. Eski balıkçıların olduğu yerde otopark var, orayı da genişletip Çeşme’nin içerisine aracı sokmayacaksın. Bir de tırlar tabii bu tırları da şehrin içine sokmamak için yine Kuşyeri dediğimiz mevkiden, Karadağ’ı çevreleyen çevre yolunun yapılması, Çeşme trafiğini müthiş rahatlatır.
(Devam edecek…)

Düzeltme:

“Objektif Çeşme ile yaptığımız röportajın birinci bölümünde, Faika Hanım hakkında söylemiş olduğum iddialar, yanlış duyumdan kaynaklanmıştır. Doğrusu böyle bir şey olmadığı, Faika Hanım’ın bu olayla ilgisinin bulunmadığı yönündedir. 

Bu nedenle kendisinden özür diliyorum.”