SON DAKİKA


Yeşilçam’ın yakışıklı jönlerinden Salih Güney’le Çeşme’yi Konuştuk
Tarih: 08-08-2023 12:32:23 Güncelleme: 08-08-2023 19:01:23 + -



facebook-paylas
Tarih: 08-08-2023 12:32

Yeşilçam’ın yakışıklı jönlerinden Salih Güney’le Çeşme’yi Konuştuk

Salih Bey Merhabalar, bugün sizinle Türk sinemasını değil de Çeşme aşığı ve Çeşmesever birisi olarak Çeşme’yi konuşmak için geldim. Sizin aynı zamanda müzecilik ve arkeolojiye özel bir ilginiz  bulunmakta, bu alanda da pek çok katkıda bulundunuz ülkemiz için. Çeşme Kalesi önündeki büfelere bu yüzden mi karşı çıkıyorsunuz, kaç yıldır Çeşme’de yaşıyorsunuz?

 

5 yıldır Çeşme’de yaşıyorum, burayı çok seviyorum, ömrüm el verdiği sürece de burada yaşamak istiyorum. Ara ara gezilere çıkıyorum ama evim burası.

Sorduğunuz soruya daha geniş çerçeveden bakmak istiyorum. Türkiye’de belde anlayışı hiç bir yerde doğru anlamda uygulanmadı maalesef vizyonsuz ve kültürden yoksun, oy kaygısı ile gelmiş yönetimler tarafından da Tarsus, Göcek,  Fethiye, Side, Manavgat, Marmaris, Datça, Bodrum, Kuşadası, Çeşme, Foça, Ayvalık gibi beldelerimizi geri dönüşü olmayacak şekilde kaybettik maalesef. 

Çeşme, Saint - Tropez olarak anılan tarihi ve doğasıyla muhteşem bir konumdu maalesef bitti.

 

Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olduğunda 29 Ekim balosuna davetliydim, orada kendisine şunu söyledim. 

Sayın Demirel…

 Side, Manavgat, Marmaris, Datça, Bodrum, Kuşadası, Çeşme, Foça, Ayvalık gibi Türkiye’de turizm potansiyeli çok yüksek olan ve bize gerçekten ekonomik anlamda da çok yüksek paralar kazandıracak olan bu bölgeleri yönetmek için seçimle birilerini getirmek yerine erken yaşta emekli olmuş büyükelçilerimizi ya da konsoloslarımızı  koysak nasıl olur? Bilgi, donanım ve vizyon sahibi kişiler olarak bu yerlere katacakları artı değer çok yüksek olacaktır, dedim. 

Olmaz, dedi.

Bu ülkede seçimle geliniyor, dedi.

İşte bu yerlere seçimle gelince ne oldu? 

Çeşme’de olduğu gibi sadece bir  milletvekili tanıdığı olduğu için, kültür seviyesi çok düşük, vizyonsuz ve liyakatsiz kişiler geldi. Bu söylediğimiz bölgeler bugün artık bir belde, kasaba olmaktan çıktı, bir ilçe bir kent olmaya başladı. Buralar TOKİ’lerle, çok katlı binalarla çok çirkin bir görüntüye dönüştü ve kaybettik buraları. 

 

1980’den beri Ege Adaları’nı dolaşırım, bugüne kadar bir çivi çakmadı Yunanistan. Adalarda en ufak bir inşaat yok, 50 yıl evvel neyse şu anda da aynı.

Ama bizde tahribat devam etmekte ve biz Çeşme gibi tarihi ve doğal güzellikleri olan yerleri kaybetmekteyiz.

 

Çünkü buraları yöneten kişiler, bir şekilde  oy kaygısı ile yönetime geldikleri için, onun evinin yolunu düzelteyim, bunun dükkanının önünü  yapayım, 3 liraya çay 5 liraya kahve satayım gibi sit alanı gibi bir yere büfe koyuluyor. Bunların ne kültürel bilgi birikimleri ne de  vizyonları var. Bundan dolayı da bir çıkmazın içindeyiz.

 

Bugün Çeşme’nin alt yapısı yok, kanalizasyon yok, barajlarda su sıkıntısı çekiliyor buna rağmen hala bina yapılıyor. Bunların pislikleri nereye gidecek.

 

Çeşme çok önemli tarihi dokuya sahip bir bölge. 1430 yılında Cenevizliler tarafından rönesans mimarisi ile yapılan muhteşem bir kale, UNESCO Dünya Mirası  Geçici Listesi'nde ve 2863 sayılı yasaya göre de 1. derece sit alanı. Yapılan bu büfelerle ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kurul ve başkan hakkındaki soruşturmasına  takipsizlik kararı veriliyor.

Ben inanamıyorum!

Bu kadar önemli tarihi ve sit alanı olan bir yere yapılan bu 4 büfe daha mı önemli…

 

Çeşme Müze Müdürü Sevgi Hanım görüş 

bildirdiği için tayin edilmişti. Bu yüzden mi gitti?

Geri geldi Sevgi Hanım mahkeme kararıyla ama burada farklı bir şey dönüyor. En son yapılan Altın Portakal Ödül töreninde bu konuyla ilgili görüşlerimi Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’a bildirdim,.

Öyle mi dedi, hem de 1. derece sit alanında mı? dedi.

Ben de güldüm. Kalenin önünün açık olması gerekiyor UNESCO sadece yeşillik istiyor, dedim. Yanındakine not aldırdı, 8-9 ay oldu, hala dönen olmadı.

Zaten meydanda bir kafe var, bir de güneşlenme terası yaptın, kalenin önündeki bu büfelere ne gerek var. 

Kalenin müze müdürü Sevgi Hanım kuruldaydı görüş bildirip itiraz etmişti, mimarlar itiraz etti, dernekler itiraz etti, barolar itiraz etti, milletvekillerinin itirazları var hem CHP’den Murat Bakan’ın hem MHP’den Hasan Kalyoncu’nun.

 

Nedir yani bu 4 büfe,  bu 4 büfenin altında ne var sizce?

Benim araştırmalara göre ve Çeşme’deki benim gibi itiraz eden pek çok kişi de böyle düşünüyor Çeşme’ye yapılacak olan bir kanal projesi - Çeşme Projesi- var. Şimdiki yerel yönetim bunu destekliyor. 

Bu proje Çeşme’yi bitirir. 

Burası 16 milyon m2, içerisine 2400 futbol sahası girecek büyüklükte, yine içerisinde 5 adet ada olan devasa bir proje. İçerisine golf sahaları, mega limanlar, oteller, villalar şunlar bunlar var. Buraları çevirecekler parası olanlar Çeşme’nin kendi halkı giremeyecek Buraya da yine barolar, mimarlar, mühendisler odası, çevreciler herkes itiraz etti. Buraya 5 kere iktidar tarafından farklı farklı bilirkişiler gelmiş ve her seferinde bu projeye red vermişler, eğer bu proje yapılırsa Çeşme’yi bitirir diye. 

Projenin yapılacağı bu alanda; habitatıyla, doğasıyla her şeye zarar verilecek, bu projenin olduğu bölgede aynı zamanda 49 tane arkeolojik bulgu var ve kıyı şeridini de mahvedecek.

 

Çeşme’de böyle bir projeye karşı çıkanlara  ‘vatan haini’ diyen bir belediye başkanı var.

 

Bu Çeşme projesi  ile kale önündeki büfeleri bu şekilde mi ilişkilendirdiniz?

Çeşme’nin Eko’su! - belediye başkanı- Çeşmelilere, STK’lara, barolara, mimar ve mühendislere itiraz ettikleri için ‘vatan haini’ diyorsa, demek ki bir şey var. Düşünmek gerekiyor!

 

Belli ki bakanlıkla bir  al gülüm ver gülüm işi var. Sen beni kanal projesinde destekle, ben de seni destekleyim. 

 

Çünkü şu an Türkiye’de her şeyi sattık elimizde sadece toprak kaldı. Orayı da satacaklar ki inşaat sektörü ile yürüsün, yollarına devam etsin iktidar, belediye başkanı da iktidarı destekliyor, böyle bir tablo var önümüzde.

 

Salih Bey sizin aynı zamanda Türkiye’deki arkeolojik alanların korunması ve güzelleştirilmesi ile ilgili. Çeşme kalesini de örnek vererek Türkiye’deki arkeolojik alanların ve tarihi yerlerin korunduğunu düşünüyor musunuz?

Yok kesinlikle, çok büyük tahribat var, restorasyon çalışmaları adı altında korkunç yanlışlıklar yapılıyor, çimento kullanıyorlar, beton kullanıyorlar, çakıl taşı kullanıyorlar tarihe karşı büyük bir saygısızlık var.

Benim bu arkeoloji merakım çocukluğumdan beri vardı, üniversite dönemimde daha da artı Prof. Dr. Jale İnan’la tanışana kadar, onunla tanıştıktan sonra Türkiye’ye yarısı çalınan Herkül heykelini getirmek için büyük mücadeleler verdik, 11 yıl uğraştım sonunda  heykeli Türkiye’ye iade ettirdik, 2011 yılında Tayyip Bey Başbakandı, müşaviri Antalya Arkeoloji Müzesi’ne gelip Herkül Heykeli’ni üzeri ile birleştirdi. Bu benim misyonum oldu artık.

Bizim gelecek olan nesillere bırakacağımız tek şey tarihimizdir.

Çeşme için yapılabilecek bir şey var mı?

Bence Çeşme için artık yapabileceğimiz bir şey yok, kaybettik Çeşme’yi önümüzdeki 5 yıl içerisinde de bir Bodrum’a döner, Fethiye gibi çarpık kentleşme ve binalar dikilir. Çeşme’ye önümüzdeki dönemde kim gelirse gelsin kurtaramaz artık.

 

CHP’nin içinde Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen gibi bir büyük var, profesör kendisi.

Çeşme’de bu işleri yapmadan önce bir çağrılır fikir alınır, değil mi?

Eskişehir’de Porsuk çayından pislik akarken şimdi bu çayda insanlar gondollarla geziyor. Şimdi bu kadar önemli bir insan varken elinizde niye önceden çağırmıyorsunuz da inşaatı bitirdikten sonra çağırıyorsunuz. 

Böyle ben yaptım oldu, ben bilirimle olmaz bu işler.

 

Çeşme’de beğenerek gittiğiniz yerler var mı mekan olarak?

Var tabii ki ben bekarım, evde çok yemek falan da yapmıyorum. Kahvaltıyı da çok seviyorum, misafirlerimle birlikte kahvaltıya Bahçelika, Bağ Bostan, Noni’s’e gidiyoruz.  Ev yemekleri için Tokmak Hasan, Hasan Usta, Sakarya hepsi birbirinden güzel yemekler yapıyor. Dalyan’da mesela şimdi Latife diye bir mekan açılmış adanası Adana’da ki gibi aynı. Ferdi Baba’ya gidiyorum bazen, akşamları da Medellen var sahilde müzik dinliyorum.

 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı Salih Bey?

Öncelikle ben size çok teşekkür ediyorum röportaj için, bende geri adım yok Selma Hanım, o tarihi kalenin önündeki büfeler yıkılına kadar mücadeleme devam edeceğim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 






FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

YUKARI