Sandıktan önce son durum…

Aslında seçmen kararını verdi, parti ve adaylar yapacağını yaptı, sözünü söyledi. Artık geriye kalan tek mücadele alanı kaldı. Sandığa giren oy ile sandıktan çıkan oyun aynı olması. Yani sandık güvenliği.

Sandıktan önce son hamle Muharrem İnce’den geldi. Söylenti muhtelif. İşin magazin boyutunu bir tarafa bırakıp, soğukkanlı bir değerlendirme yapmak istersek, adaylıktan çekilme kararının ortaya saçılan kaset ve rüşvet iddiaları ile alakasının olmadığını anlarız.

İnce’nin adaylıktan çekilme açıklamasındaki cümleler yeterli bilgiyi içermektedir. “Cumhur ve Millet İttifakı dışında bir kanal oluşturmak istedik, olmadı, başaramadık.” Bu söz, başta kamuoyunda oluşan belli bir orandaki seçmen desteğini artırmayı bırakın, korunamamasının ürünüdür. Ayrıca, Millet Partisi kadrolarından sürekli yaşanan istifalar da durdurulamadı.

Kampanyasını iktidardan ziyade Kılıçdaroğlu, CHP ve Millet İttifakı eleştirisi üzerine kurdu. Ancak attığı taş, ürküttüğü kurbağaya değmedi.

Güvenilir kamuoyu araştırmalarında İnce’nin oy oranı yüzde 1,5-2 düzeyine gerilemiş ve hatta Sinan Oğan’ın da gerisine düşmüş gözüküyordu. İnce’nin üzerindeki baskı buydu bence.

Ancak İnce, adaylıktan çekilme törenindeki sözlerinde seçmenine bir adres göstermediği gibi, Millet İttifakı eleştirisi yapmayı tercih etti. Sizin yüzünüzden çekiliyorum, kazanın da görelim, kaybederlerse beni bahane etmesinler vb.

İnce’yi desteleyen seçmenin muhalefet eleştirisi ile bir arada olduğu bir gerçek olmakla birlikte, yine de ikinci tercihlerinde Kılıçdaroğlu daha ağırlıklıdır. İnce’yi destekleyen seçmen sandıkta dört adaya (İnce’ye de oy çıkacak doğal olarak) bölünecektir ama eşit düzeyde değil.

İktidardaki kaybetme telaşı, kara propaganda dozunu artırmaya neden olmaktadır. Zaten öyleydi ama hiç bu kadar düzey düşmemişti. Kutuplaşma ortamı fanatikleşmeye yol açtığı için ortalığa dökülen yalanların, taraftarlar için gerçek gibi algılanması kaçınılmazdır.

Goebbels Fahrettin olarak anılan, Cumhurbaşkanı İletişim Başkanının marifeti olarak görülen montaj videolar, sadece kara propaganda olarak tarif edilemez. PKK yöneticileri ve silahlı gruplarla Kılıçdaroğlu’nu bir arada gösteren bu videolar, sadece dezenformasyon değil aynı zamanda suç içermektedir. Toplumun bir bölümünü diğerleri hakkında kin ve nefrete sevk edici özellikler taşımaktadır.

Bütün bu yaşananlara rağmen, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda bitme olasılığı artmış bulunmaktadır. İmamoğlu ve Yavaş’ın aday gibi sahada olması ve İnce’nin taraftarlarından gelecek az da olsa seçmenin olması gerçeği, seçimin ilk turda bitme şansını artırmıştır.