Bugun...
SON DAKİKA

10 KASIM ÖLÜMSÜZLÜK GÜNÜ

 Tarih: 09-11-2022 11:33:00
SELMA ARTAR

 

 

27 Aralık 1919 Cumartesi…

Saatler 15. 10’u  gösteriyordu. 

Çankaya ve Dikmen tepelerinde, Kızılyokuş’u  toz dumana katan İki otomobil ilerliyordu.

 

Kentte bir bayram havası...

 

Mustafa Kemal geliyordu...

Ordudan ayrılmış, padişahın kendisi hakkında tevkif emirleri çıkardığı, asi eski bir asker...

 

Atlılar, yayalar, efeler, öğrenciler, Ankara halkı ve Seymenler karşılama için bekliyorlardı.

 

Seymen alayı daima kızılca günlerde kurulurdu. Yani milli felaket günlerinde, bir beyliğin ve bir devletin yıkılış sıralarında; halk yeni bir devlet kurmak ve başlarına yeni bir reis seçmek istediğinde Seymen Alayı kurulurdu. Bu alay yeni devleti kurar, yeni reisi seçerdi. 

 

Mustafa Kemal otomobilinden indi. Bir elinde bastonu, başında boz bir kalpak, sırtında yine boz ve kemerli bir pardösü vardı. Herkesin ayrı ayrı elini sıktı. Zeybek kıyafetli  Seymenlerle karşılaştı.

“Merhaba Efeler!” diye seslendi. “Sağ ol paşa hazretleri” dediler. “Arkadaşlar buraya niçin geldiniz?” diye sordu. “Millet yolunda kanımızı akıtmak için geldik” dediler. “Fikrinizde sabit misiniz?” diye sordu. “Ant olsun!” diye bağırdılar. Atatürk, “Var olun yiğitler!” diyerek ilerledi.

İstasyon yolundan, Meclis binası olacak yapının önünden geçerek Ulus Meydanı'na geldi. 

 

İstasyon önüne gelince, burayı  ellerinde tutan İngilizler, Fransız, Senegalli ve Cezayirli işgal askerleri, Mustafa Kemal’i ve onu karşılayan alayı şaşkınlık içinde ve merakla seyrettiler. Bu sırada 

sonradan Büyük Millet Meclisi olacak olan binanın üzerinde Fransız bayrağı asılıdır...

 

27 Aralık 1919'da Mustafa Kemal’in Ankara'ya gelmesiyle ulusal direnişin temelleri atılmış, Milli Mücadele zaferle sonuçlanmış, Cumhuriyet ilan edilmiş, Türk milletinin kaderi değişmiştir.

 

21 Aralık 1938 Pazartesi...

Saatler 10.45 gösteriyordu.

 

Atatürk’ün naaşı Büyük Millet Meclisi önündeki katafalktan alınır, top arabasına konularak İstasyon yolundan, Etnografya müzesine doğru yönelir.

 

Kentte bir ölüm sessizliği...

 

Mustafa Kemal Atatürk, 19 yıl önce geçtiği yollardan bu sefer ters yönde,  bir top arabasının üzerinde, Türk bayrağına sarılı, naaşıyla geçer  ama bir farkla...

 

Bu kez Büyük Millet Meclis’in üzerinde Şanlı Türk Bayrağı dalgalanmaktadır.

 

Atatürk’ün naaşını taşıyan top arabasının arkasına 9 ülkenin  askeri birlikleri katılmış, silahlarının namlularını ve bayraklarını aşağı eğerek saygılı adımlarla yürümektedirler. Askeri birliklerin yanı sıra Afganistan, Arnavutluk, Almanya, Belçika, Bulgaristan, Çin, Danimarka, Mısır, İspanya, Estonya, ABD, Finlandiya, Fransa, İngiltere, Yunanistan, Norveç, Hollanda, Polonya, Romanya, İsveç, İsviçre, Suriye, Çekoslovakya, Sovyetler Birliği, Yugoslavya ve Milletler Cemiyeti’nin, Fransız Suriye manda idaresinin ve Duyunu Umumiye’nin gönderdiği özel temsilcileri bulunmaktadır.

 

Bu kişiler arasında İngiltere’yi temsilen gelen Mareşal William Birdwood da yer almıştır.

 

Mareşal William Birdwood, Çanakkale’de Mustafa Kemal’in karşısında savaşmış, üç kere  yenilmiştir. Bacakları üzerinde duramayacak kadar rahatsız olan Birdwood, Atatürk’ü son yolculuğunda selamlamak ister.

Birdwood, mermer koltuğa yaslanarak, sol ayağı üzerinde durarak Atatürk’ün Türk bayrağına sarılı naaşı  top arabasıyla geçerken elindeki mareşallik asasını yukarı kaldırır.

Askerce selam durur.

Düşünün… 

Düşmanının bile yürüyecek durumda olmamasına rağmen Ankara’ya gelerek ayakta selam verdiği bir lider. Sizce bu saygı dünyada kaç kişiye nasip olmuştur?

 

İşte ATATÜRK budur...

 

Bir ulusun bitmeyen umudu...

Bir ülkenin tam bağımsızlık ruhu...

 

Vefat ettiğinde arkasında Cumhuriyetle yönetilen yepyeni bir devlet ve yüzünü batıya dönmüş, çağdaşlığa koşan bir millet bıraktı. Hayatı boyunca milletinin gelişmesi, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkması için mücadele etti ve milletine her zaman aklı, bilimi rehber gösterdi.

 

Kurtuluş savaşının başladığı günden, öldüğüne güne kadar halkı için çalıştı, 15 yıl gibi çok kısa bir sürede 100 yılda başarılamayacak işlere imza attı.

 

Mustafa Kemal ATATÜRK, sadece yaşarken değil öldükten sonra da 21. yüzyılda bile, başarılarıyla, gerçekleştirdiği devrimlerle, zekasıyla, kişiliğiyle, tüm dünyanın imrendiği devrimci bir liderdir. 

 

Bu yüzden tarihe adını altın harflerle yazdırmıştır.

 

84. ölüm yıldönümünde sevgi, saygı, özlem ve minnetle anıyorum.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI