Bugun...
SON DAKİKA

Endişeli gelenekseller...

 Tarih: 24-05-2023 10:18:00
ENGİN ÖNEN

Bir süre önce, ülkemizdeki İslamcı siyaset akımının güçlenmeye başlaması ile laik ve Batılı kesimleri tarif etmek için, “Endişeli Modernler” tanımı kullanılmıştı. Bu kesim özellikle metropollerin merkez semtlerinde ve kıyı bölgelerinde yaşayan, refah düzeyi göreli olarak iyi ve eğitimli kesimlerden oluşuyordu.

Bunların endişeleri sağ ve sol ayrımına dayanmıyordu. Laiklik ve Cumhuriyet/modern toplumu tehdit altında görüyorlardı. Her ne kadar siyasi parti adresi CHP olsa da, aslında eskiden ANAP, DYP gibi partilerde yer alan ve seçmeni olan kesimler de buna dahildi. Ve onların çoğu AKP’nin önlenemez yükselişi ile CHP’ye meylettiler, bir süredir bir kısmı İYİ Parti’ye yönelse de.

Cumhuriyet ile başlanan radikal modernleşme hamleleri ile kurumsal bazı ilerlemeler sağlandı şüphesiz. Medeni Haklar, eğitim seferberliği, kadın hakları ve hatta çok partili demokrasi. Sanayileşme hamlelerini ve tarımda modernleşme girişimlerini de buna dahil edebiliriz.Hatta dinin devlet içine alınıp kontrol altında tutulma girişimi de aynı sürecin bir parçasıdır.

Geleneksel toplumdan modern topluma geçiş bir yandan sanayileşme ve tarımda makineleşme ile gerçekleşiyordu. Kentleşme ve eğitimli insan oranının artışı temel modernleşme hamleleri idi. Kurumsal düzeyde modernleşme ise, geleneksel kurumların tasfiyesi ölçüsünde mümkündür. Ataerkillik, dinsel ve mezhepsel topluluklar, aşiret düzeni vb. hepsi geleneksel topluma özgüydü ve tasfiye edilmeliydi.

Tüm bu alanlarda belli ölçüde başarıya ulaşıldıysa da gelenekselin tasfiyesi zaten kolay değildi ama bir de modernleşme krizi bu süreci zorlaştırdı. Ulus devletlerin eski gücünü kaybetmesi, sosyal devletin terk edilmesi, büyük ideolojilerin önemini yitirmesi gibi dönüşümler, insanları pre modern kurumların sıcak kucağına yöneltti. Geleneksel insanlar ve topluluklar, yeni dönemin koşullarına göre yeniden güç kazandı.

Değişimin tedirgin ediciliği ve geleceğin belirsizliği, insanları geçmişin geleneksel kurumlarını daha güvenli bulmaya yöneltti. Tarikatlar ve aşiretler tekrar güçlendi. Bu genel dönüşümün ürünü olduğu kadar, bu kaynaktan beslenen iktidarların desteği ile güç kazandı. FETÖ örneğinde olduğu gibi, dinsel örgütlenmeler iktidara talip olacak düzeyde güce ulaşabildi.

Toplum düzeyinde geleneksel ve modern anlayışı ana hatları ile kıyaslayınca şu farklar önem kazanır. Geleneksel toplum, hiyerarşi ve güvenlik/emniyet/bekaya dayanır. Modern toplum ise sürekli değişim, özgürlük ve eşitlik vaat eder.

Geleneksel kesim için modernitenin bu eşitlik ve özgürlük vaadi, tedirgin edicidir. Kadın ile erkeğin eşitliği, Kürt ile Türk’ün eşitliği, Sünni ile Alevinin eşitliği endişe verici değişim önerileridir.

Bunun seçmen zihniyetine yansıması LGTB’nin meşru kabul edilmesi, İstanbul Sözleşmesinin geleneksel/ataerkil şiddeti önleyici bir düzenleme olması, HDP’nin Kürtlerin eşit yurttaşlık haklarını savunması ve bir de üstüne üstlük bir Alevi’nin Cumhurbaşkanı olacak olması hep modern toplum talepleridir. Geleneksel duygu ve düşüncede olanlar için rahatsız edici tehditlerdir adeta. Tek Adam anlayışı modern ve demokratik değil ama hiyerarşiye dayanan geleneksel toplum için güvenlik anlamına gelir.

Erdoğan ve Cumhur İttifakının bu fay hattına yüklenmesi, endişeli gelenekselleri mobilize etmeye yönelik bir stratejidir.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI