Bugun...
SON DAKİKA

ÇEŞME’DE KEYFİ YÖNETİM

 Tarih: 17-12-2023 15:13:00
ENGİN ÖNEN

Bu keyfilik geleneği belli ölçüde Özal ile başladı. Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz ifadesi ile de hafife alındı. Gerçi Demirel’de “verdiysem ben verdim” şeklinde keyfi yönetim anlayışını içeren cümleler kurmuştu. Ama Tayyip Erdoğan kadar kuralları ve yasaları ihmal eden ve onların ruhunu ile denetleyici etkisini esneten bir devlet başkanı olmamıştır.

Kamu kurumları kurallara göre yönetilir. Bu kuralların esas bölümü kanun ve Anayasa gibi yazılı kurallardır ama yazılı olmayan geleneksel ve etik kurallar da vardır. Ancak ne yazık ki bu kurallar bir süredir hem hükümet düzeyinde hem de belediyeler düzeyinde etkisini yitirmiş bulunuyor. Sosyoloji de bu durum anomi olarak tanımlanır.

Hem hükümet hem belediyeler yaygın olarak yazılı ve sözlü kurallara uymaya gerek duymayınca bu durum normalmiş gibi görülmeye başlıyor. En kötüsü de bu. Hatta yurttaş da buna katılıyor ve o da kurallara uymayan işlere kalkışıyor.

Böyle bir ortamda kamuoyu baskısı da savcılık başta olmak üzere kamu denetimi de devre dışı kalıyor. Herkesin yaptığı yanına kar kalıyor.

Maalesef Çeşme, bu anomik ortamın en yoğun yaşandığı yerlerden biri. Kurallar tamamen devre dışı kalmış durumda. Kaçak inşaattan, kıyı kanunu ihlaline, sulak alanlardan Kale önü inşaatlarına kadar o kadar çok örnek var ki.

Çeşme Belediye yönetimi bir süredir kamu kurumu olarak değil de bir ağalık ve daha da öte keyfilik anlayışı ile yönetilmektedir. Örnek çok fazla ama sadece kamuoyunun bildiklerinden birkaç tanesi ile yetinelim.

Belediyenin de ortakları arasında olduğu Port Alaçatı hesapları neden açıklanmıyor? Buradaki Belediye mülkleri nasıl değerlendiriliyor? Kiracılar ve ihale alanlar kimler?

Belediye son dört yılda Ajda Pekkan ve Nilüfer gibi sanatçı konserleri dahil bu tür organizasyonlarda kaç para harcamıştır ve bu işlerden kaçını Tuncay Özkan’ın kızının ajansı almıştır?

CHP Grup toplantısına taşımak ve adaylık çalışması yapmak için ayda iki defa kalkan otobüslerin ve bu seyahatin masraflarını neden belediye karşılasın ki…

Verdiysem ben verdim, size ne denecek konular değil bunlar. Kamu kaynakları ve belediye bütçesi halktan gizlenemez.

İki yıl önce dolaşıma giren videoda gördük. Başkan sevgilisi ile Alaçatı’da bir gece kulübündeydi. Peki, ne var bunda, özel hayat diyebilirsiniz. Evet, ama özel hayatı aşan boyutları var işin. Müzik yayın yasağı olan saatte de yayına devam edildiğine dikkat çekildi video çekim saatine bakarak. Bu özel hayat değil, kural ihlalidir. Ayrıca bu görüntüde yer alan kadının belediye ile doğrudan veya dolaylı bir bağlantısı var mıdır, bu bilgiye de ulaşılamadı.

Bu konuda yazılı olmayan bir kuralı da hatırlatmak lazım. Kamu görevlilerinin özel yaşamlarına biraz daha özen göstermeleri gerekir.

Son bir örnek daha verelim. Geçen gün Objektif Çeşme’nin haberinde gördük. CHP İlçe Başkanı, Belediye meclis üyesi aday adaylarının bir kısmını davet etmiş bir toplantı için. Toplantının çağrıcısı her ne kadar ilçe başkanı olsa da ev sahibi Belediye Başkanı. Çünkü toplantı Belediye Meclis Salonunda gerçekleşmiş.

CHP İlçe Başkanı parti suçu işlemiş. Aday adaylık için başvuranlar arasında ayrım yapmış. Yapamaz. Ama ilçe başkanı değil de ağasının ayakçısı/emir eri gibi çalıştığı için çaresi yok.

Belediye Başkanı partisinin belediye meclis üye aday adayları ile Belediye Meclis salonunda toplantı yapamaz. Ama yapmış. Orayı bir kamu kurumu olarak değil de babasının malı gibi gördüğü için her şeyi kendine hak görüyor. Oysaki bu bir suç.

Daha önemlisi tüm bunlar olup biterken Çeşme halkı, diğer parti temsilcileri ve sivil toplumun üç maymuna dönmesidir. Maalesef bu anlayış ile ne Cumhuriyetçi olunur ne de demokrat.

Kuralsızlık ve yolsuzluklar Mehter Marşı ile de olur İzmir Marşı ile de. Kimse kendini Atatürk posteri sallayarak kandırmasın.  

İBRETLİK BİR NOT: 1963 ya da 64 yerel seçimlerinde Alaçatı Belediye Başkanlığını AP’den Hüseyin Bayır kazanır. Ancak CHP seçime itiraz eder. Oylar yanlış sayıldı falan diye değil. Hüseyin Bayır, Petrol Ofisi bayisi olduğu için. Petrol Ofisi bayiliği de kamu görevi sayıldığı için. Peki, sonuç ne olur? Hüseyin Bayır’ın başkanlığı düşer ve belediye seçimi kaybeden CHP’ye geçer. Masal gibi.

 

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI