Bugun...
SON DAKİKA

LAL DENİZLİ HAKKINDA

 Tarih: 19-07-2024 22:45:00  -   Güncelleme: 19-07-2024 22:50:00
ENGİN ÖNEN

Bir Çeşmeli olarak izlemeye çalışıyordum. Değerlendirme için erken diyordum. Daha Çeşme’yi tanıyacak, Belediye kurumuna alışacak ve belli bir süre sonra tarzı oturacak diye düşünüyordum. 

Kendisi ile adaylığı sırasında kısa bir görüşme fırsatım oldu. Ama kanaat edinmek için yetersizdi. Sonra Germiyan’dakiseçim toplantısını izledim ve bir de oteldeki proje tanıtım toplantısını. Daha sonra da sosyal medyadan haberdar oldum kendisinden.

Danışmanı aracılığıyla randevu talebim oldu. Ama dönüş olmadı, olacağını da sanmıyorum. 

Çeşme siyasetini de takip eden Avrupa’daki bir arkadaşım bana ısrarla, “hocam siz Eko’yu arayacaksınız” diyordu. Ben de ona “bu nasıl bir hayal gücü yahu, Eko’yu aramak ne kadar fantastik bir düşünce” şeklinde karşılık veriyordum. Halen de o görüşteyim. 

Eko, Çeşme siyasi tarihinin en kötü belediye başkanı ve siyasetçisi bana göre. Kişisel öfkem ayrı. Ama Çeşme’nin uğradığı kamu zararı, kıyı yağması, siyaset bezirganlarına koy kiralama, Belediye kurumunun tahribatı hiç bu düzeyde yaşanmamıştı. Bunları zaman zaman yazıyoruz.

Gelelim Lal Denizli’ye. Evet, halen değerlendirme açısından erken olabilir. Ama yine de nasıl bir belediyecilik yapacağı konusunda epeyce ipucu oluşmuş durumda.

Ekrem Oran dönemindeki gibi gösteri belediyeciliği devam edecek gibi. Başkan merkezli etkinlikler, gösteriler, törenler, festivaller ve konserler yine Belediyenin en görünür hali olacak.

Lal Denizli, çok özgüvenli birisi. Bu güzel de zamanla sahip olduğu iktidar gücü ve etrafını saran yalaka çemberi bu özgüveni, ego şişmesine döndürebilir. Bu çok yaşanan bir olay. Belli ilişki ağları ile bu koltuğa oturan başkanların çoğu, bir süre sonra kendinde olağanüstü vasıflar olduğuna inanarak gerçeklikten kopuyor. 

Lal Denizli, konuşmayı çok seviyor. Her konu hakkında konuşmaktan endişe etmiyor. Her konuda her alanda karşısındakilere bir şeyler anlatıyor. Her konuda nutuk atmayı seviyor. Böyle olunca da hata yapması kaçınılmaz hale geliyor.  

Bir panelde Büyükşehir eski Belediye Başkanlarından Burhan Özfatura ile bir tartışma yaşamıştık. Tartışmanın bir yerinde Özfatura kolumu tutarak, “evlat, başkan her şeyi bilmez, bilmek zorunda değil, ama bileni bulmak zorunda” demişti. 

Lal Denizli vasıflı olduğunu göstermek için sık sık, siyaset bilimi okuduğunu ve epeyce bir süre yurt dışında yaşadığını söylüyor. Ancak siyaset bilimi kuram ve kavramları ile siyasetin pratiği arasında çoğu zaman uyumsuzluklar bulunmaktadır. Bunlar da siyaset sosyologlarının önemli araştırma konuları arasında yer alır. 

Mesela katılımcı ve şeffaf belediyecilik kavramlarının Türkiye’de karşılık bulamadığı buna karşılık himayecilik ve kayırma ilişkilerinin esas dinamik olduğu bu araştırma ve gözlemlerle ortaya konur. 

Lal Denizli, mali kriz nedeniyle belediye arsa satışı ile başladı işe aynen Ekrem Oran gibi. Ama bu mali krizi kamuoyu ile paylaşmadı. Nasıl bir kurum devraldığını açıklama ihtiyacı duymadı. Kendisinin ve arkadaşlarının bilmesini yeterli buldu. 

Lal Denizli medyada görünmeyi seviyor. Birçok belediye başkanı gibi. Ekrem Oran da iki kameraman ve üç koruma ile gezerdi. 

Son olay ise adeta diplomatik krize neden olacak düzeyde idi. Kamuoyunu da ikiye böldü. Yunan asıllı sanatçı DespinaVandi’nin Türk Eğitim Vakfı yararına Çeşme’de vereceği konser öncesi çıkan kriz maalesef çözülemiyor. Bu bir belediye etkinliği olmadığı halde krizin merkezine Lal Denizli oturuyor. Yukarıda da söz ettiğimiz gibi her konuda müdahil olma ve nutuk atma arzusu neden oluyor buna. Soğukkanlı ve sakin bir tavır yerine tribünü coşturmayı tercih ediyor.

Uzun yıllar boyunca Türk ve Yunan ilişkileri dalgalı bir seyir izlemiştir. İki tarafın milliyetçileri hep gerilimden yana olurken sosyalist ve sosyal demokratlar de barışı öne çıkarmışlardır. 

“O hanımefendi bu şehrin sınırlarını terk etsin ifadesi” maksadını çok aşmış bir ifade. Ne bir belediye başkanı ne de başka bir yönetici bir sanatçı ve yurttaş için böyle bir ifade kullanamaz. Tribün alkışlar belki ama bu tarihe talihsiz bir ifade olarak geçer. 

Amacım bağcıyı dövmek değil elbet ve gözlemlerim bunlarla sınırlı da değil. Daha sonra yine devam ederiz. 

  

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI