|
Tweet |
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) tarafından düzenlenen Dinamik Nüfus ve Belediye Bütçeleri: Hizmet Yükü-Kaynak Dengesizliği ve Adil Finansman Modelleri Arayışı Çalıştayı, TBB ana hizmet binasında gerçekleştirildi. Çalıştay, adil, sürdürülebilir ve dinamik nüfusu esas alan yeni finansman modeli önerilerinin geliştirilmesi için tüm paydaşları bir araya getirdi.
“Oy Tercihinden Ötürü Vatandaş Cezalandırılıyor”
Çalıştayda turizm kentlerinin yaşadığı sorunları dile getiren Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli şunları kaydetti:
“Turizm kentlerinin yasadığı en büyük sorun, ki 2014 yılında aslında Turizm Bakanlığı’nın bu doğrultuda büyüksehir yasası degistikten sonra turizm niteligi taşıyan kentlere yönelik ek bütçeler yapma tasarrufları vardi fakat 2015 seçimi sonrasi turizm bölgelerinin büyük çoğunluğu muhalefetin kazandigi bölgeler olunca hep yasadigimiz o finansal cezalandırılma ve terbiye etme yöntemini benimsemeye ve kullanmaya devam ediyorlar.
Aslında ben her zaman söyle bakıyorum; bu tip yaptırımlarda cezalandırılan ben olmuyorum yönetici olarak. Ben ter döken oluyorum. 34 yaşında hipertansiyon hastası olan oluyorum ama günün sonunda bunun yansımaları doğrudan vatandaşa oluyor. Yani oy tercihinden ötürü vatandaş cezalandırılıyor.”
.jpeg)
"Benim yerleşik nüfusumla dinamik nüfusum arasında 20 kat fark oluyor”
Denizli, Çeşme’nin yaz ve kış nüfusu arasındaki farkı şöyle aktardı:
“Çeşme, kış aylarında 51 bin nüfuslu bir kent. Fakat yaz aylarında dönüşümlü olarak bir sirkülasyonda ve özellikle bayram ve hafta sonu dönemlerinde yaklaşık 1 milyon nüfusa ulaşıyor. Yani benim yerleşik nüfusumla dinamik nüfusum arasında 20 kat fark oluyor. Bu da elbette ki 20 kat hizmet farkı gerektiriyor. Ödenek olarak değişkenlik gösteriyor.
Aylık ortalama diyelim 10,5 milyon lira devletten gelirimiz var. Çeşme deyince böyle çok heybetli, çok havalı, sadece Türkiye turizmine yön veren değil ama dünya turizminde de artık rotaya eklenmiş olan bir kent ve mesela ocak ayıyla ağustos ayları arasındaki çöp katı atık ton farkı yüzde 275 farklılık gösteriyor. Dolayısıyla baktığınızda aslında bizlerin elindeki personel ve finans gücüyle böyle bir nüfusa hizmet verebilmemiz pek mümkün değil.
Seyahate gelen insanların beklenti seviyeleri tahmin edilemeyecek kadar artıyor. Mesela kış aylarında bizim yerleşik nüfusumuzun belediyemize karşı olan toleransı ve anlayışıyla yazın tatil için gelen kişilerin tolerans ve anlayışları arasında çok ciddi farklar var. Sahil alanlarına baktığınızda bir tasarrufunuz olacağı zaman, bir büfe yapmak istediğinizde, vatandaşa hizmet sunacağınız bir alan yaratmak istediğinizde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın türlü türlü engellerine yakalanıyorken, bütün temizliği sana bırakıyor. Yaz aylarında bizim en büyük halk plajlarımızdan biri olan Ilıca plajına günlük ayak basma oranı 7 bin 200. Dolayısıyla yaz aylarında plaj için ayrı bir temizlik operasyonu yapmak için ekip istihdamı sağlanıyor. Sezonluk işçi alımları yasaklandı. Dolayısıyla sen aslında yılın 12 ayı boyunca maaşını ödemek durumunda olduğun bir ekip yaratmak zorundasın.”

“Kimse Çeşme’de ikamet etmeyi tercih etmiyor”
Denizli, personel bulma sorununa da değindi:
“Temizlik personeli bulamıyoruz. Belediyeye girip çalışmak isteyen herkes masa başı işleri için talep açıyor. Dolayısıyla aslında bu hem personel bulmayı zorlaştırıyor hem özellikle Çeşme gibi kentin yazlık hizmeti çok pahalı bir bölge olduğu için yıl boyu kiralara da yansıyor. Hem Çeşme’de yaşam zorlaşıyor, personel bulmak zorlaşıyor, memur bulmak zorlaşıyor. Çünkü kimse Çeşme’de ikamet etmeyi tercih etmiyor. Dolayısıyla aslında biz hem hizmeti en üst düzeyde ve kalitede vermeye çalışırken aynı zamanda personel yüküyle karşı karşıyayız. Fakat en ihtiyaç olunan anlarda da bir personel eksikliği ile karşı karşıya oluyoruz. Total olarak baktığımızda belediyelerin artık kendi nüfuslarına göre değil, dinamiklerine göre değerlendirmeleri gerçekten şart.”
(TBB)