Bugun...
SON DAKİKA

Bir Kent Şeffaflıkla Yönetilir, Gazetecilere Baskı Uygulayarak Değil!

facebook-paylas
 Tarih: 15-07-2025 12:36:11  -   Güncelleme: 15-07-2025 13:06:11

Bir Kent Şeffaflıkla Yönetilir, Gazetecilere Baskı Uygulayarak Değil!

ObjektifÇeşmeHaber/ Selma Artar

 

Herkese merhaba,

Uzun süredir yoğunluk nedeniyle Çeşme’de yaşananlarla ilgili bir yazı kaleme alamamıştım, bugüne nasip oldu.

Malum, Çeşme’de yaz sezonu başladı. “Çeşmelilerin sezonu” demek ne kadar doğru olur bilemem ama turizmden geçinenler için hareketli günler başladı.

 

Sezonun başlamasıyla birlikte –tesadüf müdür bilinmez– Çeşme’nin en sert rüzgârlarının estiği günlerde Ildır’da başlayıp Germiyan ve Alaçatı sörf okullarının olduğu bölgeye kadar yayılan büyük bir yangın felaketi yaşandı. Yangın, üçüncü gün kontrol altına alınabildi.

“Atlattık” diyorum çünkü insan kaybı yaşanmadı. Ama özellikle Germiyan bölgesi büyük zarar gördü. Asırlık zeytin ve badem ağaçlarıyla birlikte birçok canlı da yok oldu.

 

Gazeteci olmam nedeniyle yangının ilk anından itibaren ihbar hatlarımız ve haber kaynaklarımızdan anlık bilgi ve görüntüler geldi. Biz de kamuoyunu doğru bilgilendirmek için bu içerikleri araştırıp paylaştık. Önceki yangın tecrübelerimden dolayı sahaya ilk gün gitmedim; çünkü bu tür durumlarda nedense kolluk kuvvetleri, amirler, memurlar işini bırakıp gazetecilerle uğraşır. Hatta zaman zaman bizi vatandaşlara hedef gösterir.

Nitekim bu kez de öyle oldu. Mesleğe yıllarını vermiş, adeta gazeteciliğin çınarı olan Yusuf Çınar oradaydı. Kolluk kuvvetleri tarafından sadece yangın alanına alınmamakla kalmadı; yine hedef gösterilerek halktan da hakaret içerikli sözler işitti.

 

Hiçbir meslek grubu yoktur ki, kendi işini yaparken bizim kadar kötü muamele görsün.

Krizin ortasında ilk refleks yine aynıydı: Gazetecileri susturmak, bastırmak… Ama günümüzde bu neredeyse imkânsız. Teknoloji ve sosyal medya çağında gerçekler her şekilde su yüzüne çıkıyor. Siz gazetecilerle uğraşırken, vatandaşlar cep telefonlarıyla olay yerinden canlı yayın yapıyor, görüntüleri sosyal medyada yayıyor.

 

Yakın tarihten örnek vermek gerekirse:

Her sezon öncesi Çeşme’de güvenlik toplantısı yapılır. Bu yıl da İzmir Valisi’nin katılımıyla gerçekleşti. Ancak toplantı basına kapalıydı. Hangi kararlar alındı, hangi tedbirler konuşuldu, hâlâ bilmiyoruz.

Toplantıdan birkaç gün sonra Alaçatı Hacımemiş’te bir iş insanı bacağından vuruldu. Saldırgan elini kolunu sallayarak kaçtı. Olaydan haftalar sonra, 26-27 Haziran tarihlerinde 6 kişi tutuklandı.

O gece telefonlarımız susmadı; atanmışından seçilmişine herkes “yazmayın, bayram öncesi Çeşme’ye zarar verir” diye ricada bulundu. Biz yerel basın olarak hassasiyet gösterip yazmadık, ama ulusal medya olay anının kamera görüntülerini yayınladı. Demek ki bizim susmamız da çözüm değilmiş.

 

Yangın sürecinde de gazetecileri sahaya almamak çözüm olmadı. Sosyal medya yine devreye girdi, herkes kendi canlı  yayınını yaptı.

İzmir Valisi Süleyman Elban Çeşme’ye geldi, açıklamalarda bulundu ama yerel basın yime yoktu ya da yok sayıldı. Oysa bu bilgileri kamuoyuna ulaştırması gereken yerel basındır. 

 

Bilgi eksikliği ve doğru bilgiyi alamama vatandaşın da paniklemesine neden oldu. Çeşme’ye tatil planı yapanlar ya rezervasyonlarını iptal etti ya da ileri bir tarihe erteledi.

Bunun üzerine turizmciler açıklama yaptı: “Çok şükür, alevler otellere ve konaklama alanlarına ulaşmadan kontrol altına alındı. Yanan sadece boş arazilerdi! Turizmde sorun yok.”

 

Ancak hâlâ yangında ne kadar alanın zarar gördüğünü, kaç ağacın yok olduğunu bilmiyoruz. Resmî bir açıklama yapılmadı.

 

Yangın felaketinden ayrı olarak Çeşme’nin bir diğer büyük sorunu su krizi.

Alaçatı’daki Kutlu Aktaş Barajı’nda su seviyesi 6.18’e kadar düştü. Belediye Başkanı Lal Denizli, tasarruf çağrısı yaptı. Ancak bu krize karşı bir B planı var mı? Yeni su kaynakları yaratılacak mı? Ne yapılacak?

Bu konuda ne kaymakamdan ne de belediye başkanından net bir açıklama geldi.

 

Bir kentte her şey her zaman güllük gülistanlık gitmeyebilir. Zaman zaman doğal ya da insan kaynaklı krizler yaşanır. Önemli olan, bu kriz anlarında kenti yönetenlerin şeffaflıkla, doğru kaynaklardan, net bilgilerle kamuoyunu bilgilendirmesidir.

Gerçekleri halının altına süpürmek, kriz yokmuş gibi davranmak güven veren bir tutum değildir.

 

Bir kent şeffaflıkla yönetilir, gazetecilere baskı uygulayarak değil!

 

Çeşme’de yerel basın ve gazetecilerle uğraşmak yerine; böylesi kriz anlarında etkili bir kriz yönetimi nasıl sağlanır, işgal altındaki beachler ve eğlence mekanları mafyatik tiplerden alınıp kamusal alana nasıl kazandırılır, turizme hiçbir katkısı olmayan ve sadece rant odaklı inşa edilen rezidans projelerine nasıl dur denilir, giderek derinleşen su krizi karşısında hangi somut adımlar atılmalıdır ve halkın parasını ödediği halde yolları eskisinden daha berbat bir hale getiren firmalar neden denetlenmez gibi hayati sorulara yanıt aramak gerekiyor.

Asıl uğraşılması gereken konular yerel basın ve gazeteciler değil halkın kriz anlarında doğru haber alması ve doğru habere erişilmesinin sağlanmasıdır.


  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
  HABER ARŞİVİ
  HAVA DURUMU
  ANKET Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
  NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI