ÇEŞME BELEDİYESİ BAŞKAN ADAY ADAYI BURAK ATASEFA RÖPORTAJ

Burak Bey belediye başkan aday adayı olmanızdaki en önemli sebep nedir, neden aday oldunuz?

Benim siyasete olan ilgim 17 yaşımda başladı. Öğretmenlik dönemimde de sendikacı olarak hizmete devam ettim. 15 yıl eğitim emekçilerine hizmet ettim.

Ben hizmet adamıyım. Vatanımı halkımı seviyorum, ülkemizin içinde bulunduğu durum beni çok rahatsız ediyor ve bir şeyler yapmak istiyorum. CHP’nin son kurultayındaki değişim herkesi olduğu kadar beni de heyecanlandırdı.

Bu değişimin gerçek bir değişim olduğuna inanmak istiyorum, CHP’nin gerçekten yüzünü halka dönüp, yerel seçimlerde halkın içinden, halkın istediği kişileri seçeceğini düşündüğüm için aday oldum. Nasıl 15 yıl eğitimci emekçilerimize hizmet ettiysem şimdi de Çeşme halkına hizmet etmek istiyorum.

Hizmet etmek için aday oldum.

Çeşme Belediyesi’nde nasıl bir yönetim anlayışınız olacak?

Bir kere Çeşme halkı beni,  koca koca bilboardlarda, afişlerde göremeyecek, belediye araçlarının üstünde, broşürlerde de göremez, görecekleri yer onlara hizmet edeceğim belediyedeki odam olacak. Ben Çeşme’de Belediye Başkanlığı’na rant için değil, halk için geleceğim ve bu anlayışla belediyecilik yapacağım. Kısacası ben artık siyasette ve belediyecilik hizmetleri konusunda ezber bozmak istiyorum, ezber bozacağım.

Sıfatlar benim için önemli değil Belediye Başkanı değil Burak Atasefa olarak bilinmek istiyorum.

Yönetim anlayışım ise  bir Halk Meclisi kurulacak. Bu mecliste tüm STK'lar, partiler, muhtarlar, kurumlar yer alacak. Belediyenin alacağı önemli kararlar önce burada konuşulup fikirler değerlendirilecek. Buradan çıkacak sonuç doğrultusunda sonra asıl belediye meclisinde görüşülüp karara bağlanacak. Belediyeyi bu mantıkla yöneteceğiz.

Halk meclisi demişken Çeşme’deki STK’lar ve Çeşme Kent Konseyi’ni sormak istiyorum, onları dizayn edecek, iç işlerine karışacak mısınız?

Hayır, onların bağımsız olarak yönetim oluşturmaları ve iç işleyişlerinde bağımsız hareket etmelerine saygım sonsuz. Onların iç işleyişine karışmak hadsizlik ve saygısızlık olur. Ben bunu yapamam.

Ben de 4 ay öncesine kadar demokratik bir kitle örgütünün, sendikanın başkanıydım, bu sebeple bütün hepsi ile beraberdim, özellikle çevre örgütleriyle. Aynı zamanda tiyatro kökenim var ve tiyatroda eleştiri özellikle çok önemlidir. Oyun seyircilerden önce eleştirmenlere sunulur tiyatroda. Çünkü eleştiri her zaman eksik taraflarımızı görmemizi sağlar ve bizi yükseltir.

Siz sormadan ben cevaplamak istiyorum basın da benim için çok değerli, özellikle yerel basın. Bir kere sizlerin ne kadar zor şartlarda çalıştığınızı biliyorum, bunun dışında 4. gücünüz var, amaç eğer Çeşme’ye hizmet etmekse bunu beraber yapacağız. 

Çeşme halkının beni Fatsa Belediye Başkanı Terzi Fikri gibi ya da şimdiki Tunceli Belediye Başkanı Maçoğlu gibi görmesini istiyorum. Bunu neden istiyorum, Terzi Fikri de, Maçoğlu da halkın içinden çıkmış, dürüst, çalışkan, gerçekten halka hizmet için bu makamlara gelmiş, yemeyen yedirtmeyen insanlar. 

Halk da artık sağcısından solcusuna siyasette ve hizmet makamlarında böyle insanlar görmek istiyor, buna hasretler. Vergisinin nereye gittiğini, belediyelerin nerelere harcama yaptığını merak ediyor. Aday olursam Çeşme halkı bunları merak etmeyecek, çünkü onlara Maçoğlu gibi faturayı göstereceğim hatta o branda yaptırıp belediyeye astı, ben brandaya para gitmesin diye belediyenin sosyal medya hesabı üzerinden duyuracağım. Çünkü bu belediyenin, Çeşme halkının, senin, benim param. 

Aday gösterilirsem, başkan olduğumda alacağım maaşımın dışında hiçbir kuruşu yemem, kimseye de yedirmem. Başkan olursam benim, meclis üyelerimin mal varlıklarını her yıl kamuoyuyla paylaşacağım. Meclis üyelerim el kaldır, indir yapmayacak mesela. Çeşme halkına hizmet için Çeşme’nin her mahallesinden bir meclis üyem sorumlu olacak. 

Aday adaylarından mevcut başkanımız Ekrem Oran ve daha önceki başkanımız Muhittin Dalgıç beyefendi partimizi de temsilen birçok başarılı çalışmalara imza atmıştır. Daha önceden Çeşme'ye hizmet etmiş tüm belediye başkanlarına çalışmalarından ve hizmetlerinden dolayı çok teşekkür ederiz. Ancak biz bu bayrağı onlardan alıp bu çalışmaları daha yukarılara taşımak, Çeşme'yi bir dünya markası yapmak, Çeşmemizi de en memnun, en mutlu halkın yaşadığı bir ilçe yapmak istiyoruz. Konuşmamda hep Çeşme diyorum ama Çeşme, Alaçatı, Dalyan, Çiftlikköy, Şifne, Ildır, Ilıca, Reisdere, Germiyan, Ovacık dahil olmak üzere her yeri kastediyorum. Umarım seçilerek bu söylediklerimizi kanıtlama şansımız olur.

Adaylık açıklamasından sonra çok güzel tepkiler aldım. Tanıdığım tanımadığım birçok kişiden destek mesajları aldım. Telefonumu isteyip arayanlar ve tebrik edenler oldu. Halkımızın bu samimiyetimizi görmüş olması bizi çok heyecanlandırdı ve umutlandırdı. Artık hep zenginler değil halkın içinden de biri seçilebilir düşüncesi oluşmaya başladı. Hatta başka partilerden vatandaşlarımızdan bile destek mesajları geldi. Bu beni çok mutlu etti.

Ama bu durum şunu da kanıtlıyor: sadece Çeşme'de değil ülke genelinde halkımız yemeyen, yedirmeyen, çalışkan, genç, dinamik, vizyon sahibi halkla iç içe başkanlara hasret kalmış. 

Adaylık açıklamamla birlikte haber siteniz www.objektifcesme.com’da haftanın en çok okunan haberi olmak da beni hem gururlandırdı, hem de sanırım bu düşüncelerimin kanıtı oldu.

Ben kirada oturan emekli bir öğretmenim. Halkın içinden biriyim ve ayrıca koyu bir Atatürkçüyüm. Ancak ülkemizde son 22 yıldır kavramların içi o kadar boşaltıldı ki artık bu söylemler insanlara inandırıcı gelmiyor. Ancak ben inatla bunun altını çizip bunu halkımıza kanıtlamak istiyorum. 

Bununla birlikte ülke genelinde inanılmaz derecede siyasi yozlaşma var. Ancak gerçek şudur: Nasıl ki her şeyin başı sağlık diyoruz; siyasette de her şeyin başı ahlaktır. Sadece belediyecilikte değil siyasette de siyasi ahlakı hayata geçirmeliyiz. Onur, gurur, şeref ve özellikle utanma duygusu olan insanlar siyasete girerse işte o zaman siyaset temizlenir. 

Bu arada üzülerek belirtmek istediğim bir durum var: Bazı dostlarım aday olacağımı söylediğim ilk zamanlarda Çeşmeli olmadığım için şansımın olmadığını söylediler. Doğruluk derecesini bilmiyorum ama hizmet etmek için çabalayan biri olarak bu durum beni üzdü. 

Ben 27 yıl ülkeme devlet memuru olarak hizmet ettim. Unutulmamalıdır ki memurun memleketi olmaz. Devletimiz nereye derse biz orada görev yaptık ve memleket ayrımı yapmadan halkımıza hizmet ettik. Emekli oldum ve benim son durağım Çeşme. Halkımız da kabul buyurursa ömrümün sonuna kadar burada yaşayıp buraya gömülmek istiyorum. Ve bu durumun sorun olmayacağını düşünüyorum. 

Kaldı ki Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk nasıl ki "Ne mutlu Türk olana" değil "Ne mutlu Türküm diyene!" demişse, ben de halkımızın bu mantıkla Çeşmeli olan değil Çeşmeliyim diyen herkesin bana güvenmelerini istiyorum. 

Belediyecilikte önemli olanın aslen oralı olmak değil ahlaki olarak ve zihniyet olarak hizmet aşkıyla görev yapmak olduğunu düşünüyorum. 

Ayrıca şu açıdan bakmak da gerekir. Gerçekten halkımız temiz siyaset istiyorsa, yemeyen yedirmeyen birini istiyorsa o zaman şunu düşünsünler. Benim belediye kadrolarını dolduracak eşim dostum, akrabam yok. Ayrıca benim yanından yol geçireceğim, rant sağlayacağım arsam villam da yok. Liyakat çerçevesinde hak eden belediyede çalışır; yasalar ne diyorsa yollar ordan geçer; onun bunun menfaatine değil.

(Projelerle Devam edecek…)