Çeşme Belediye Başkanı Aday Adayı CHP’li Muhittin Dalgıç’la Özel Röportaj

(Bölüm3)

Belediye’nin bu kadar çok büfe, cafe açması, restoran işletmesi doğru bir şey mi? Çeştur ve hizmet kalitesi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Belediye tabiki sosyal belediyecilik anlamında belirli bir kaç noktada büfe açabilir ama çok da fazla büfecilikle uğraşmamalı bu doğru değil. 

Bölgede bu işi yapan, bu işten para kazanan insanlar var, esnaf var. Siz eğer belediye bütçesi ile, elektrik- su parası - kira vermeden bu işi yaparsanız olmaz. Piyasa koşullarına göre işletilmesi lazım, aynı ekonomik şartlar ve piyasa koşullarına göre yapılmalı.

Bu alanların et/ balık restaurantlarına çevrilmesi bana göre doğru değil, ben gitmedim ama ucuz da değilmiş. 
Bizim seyir terasındaki amacımız,  insanlarımızın orada oturup adı üstünde seyir terası hem izlesin hem de çayını suyunu içmesi içindi. Hatta ben dışarıdan çayını getiren olursa ona da karışmayın o da istediği gibi gelsin seyretsin dedim.

Belirli noktalarda çay ve su gibi ihtiyaçların giderilmesi için bir kaç masa sandalye olmalı evet diğer türlü doğru değil. 

Bir bölgede iş yapan insanlar için - bu her iş kolu için geçerli bu - ekonomik girdiyi hızlandırırsanız, toplumun da o bölgeye bakış açısı değişir. 

Kale Koruma Planları ve Altınkum Planlarını sormak istiyorum bir de Çeşme  Projesi hakkında sizin düşünceniz nedir?

Plan bana göre canlı bir varlıktır, günün ihtiyaçlarına göre değerlendirilip, revizyon yapılabilir. Kale Koruma planları bitmişti, Altınkum planları üzerinde çok çalıştık ama bu planlara biz de belediye olarak bazı itirazlarda bulunduk. 

Bizim itirazlarımız şunlaraydı; Belediye hizmet alanının yeterli miktarda bırakılmaması, otoparkların özel mülkiyet içinde kalması, yapılacak yolun Ovacık ile birleşmesi sırasında sit alanlarında kalan yerlerde sıkışıklıkların olması, bantın daralması ve yapılaşma koşullarınaydı. Hatta dava da açmıştık o dönemde.
Kamunun kullandığı alanlarla ilgili itirazlarımız oldu. 
En kötü plan bile plansızlıktan iyidir hem Altınkum planları hem de Çiftlikköy’ün bütününü kaplayan Batı Turizm planlarının bir an önce bitirilmesi gerekiyor. 
Toplumun imar barışı beklentisi de çok üst seviyedeydi, deprem felaketini yaşamasaydık, imar affını çıkaracak konumdaydılar. Bunların önüne geçilmesi için bu planların tamamlanması gerekiyor. 

Çeşme Projesi ile ilgili görüşleriniz neler, hatta sizinle ilgili bir şey de söylendi, “Ben olsam bu projeye daha çok girişirdim.” diye böyle bir şey söylediniz mi?

Ben ağzımdan çıkanı bilirim, hem de çok iyi bilirim. Bir kere bir şeyi konuşmak için görmek lazım. Buradaki planlar aleni ve açık olmalı bugün bile bu planlar aleni değil.

Bu projede hem genel yönetim hem yerel yönetim hata yaptı. Çok büyük bir alan var ve bu alana ne yapılacağı hala net bir şekilde ortaya koyulmuş değil.

Çeşme Turizm Projesi dediğimiz bu projeyi takip ediyorum. Önce bu planlarla ilgili ilk kamulaştırma kararı çıktı biliyorsunuz bu karar da yanlıştı. Burada bulunan vatandaşların atadan kalma yerleri var ve burada hak sahibi. Bu hakkı sahibine teslim etmek zorundasınız ve bu kişileri de yaptığınız işin içine almalısınız. 

Bir bölge yaşayan dinamikleri ile tartışılır, orada bulunan STK’ları ile, bu konuda yetişmiş kişileriyle tartışılır, aleni ve açık olarak tartışılır. Bu toplantılar açık yapılmalı ve  toplum buraya ne yapılacağını bilmeli. Turizm Bakanı’nın İzmir’de değil Çeşme’de tartışması, anlatması gerekir bu planı, bu kadar büyük bir alana ne yapacaksınız?

Belediye olarak Ankara’da tartışacaksanız o zaman masaya yumruğu vurmayı bileceksiniz. Önce projeyi sahipleneceksiniz sonra fikir değiştireceksiniz bu olmaz. Belediye bu konuda net olmalı sonra hata yaptım değiştiririm diyemezsiniz, dediğim gibi alan çok büyük bir alan, planlar açık ve aleni değil. İnsanların kafasında hep bir soru işareti var.

Ben hiç bir zaman istemezükçü mantıkta olmadım. Bu bağlamda planlarda  başardığım çok şey oldu. 

En baştaki sorunuza dönersem ben açık bir insanım söylediklerimi de söylemediklerimi de çok iyi bilirim. Görmediğim, aleni olmayan bir planla ilgili ne konuşabilirim.

Çeşme Sanayi Sitesi ile ilgili bir projeniz var mı? 

Esnaf odasıyla birlikte çalışmalarımız vardı. Karaköy’de 800 dönümlük bir alan var, sanayi için yapılması gereken önce bu yerin sağlanması. Bir planlama yapılmalı ve bir proje çizilmeli, devletle, esnaf odası ile bine  yakın sanayi esnafımızla birlikte çözülmelidir.
Hatta bu Karaköy’de bulunan genişleme alanına sosyal konut bile yapılmalı ve buranın açılması gerekiyor. Çünkü Çeşme’de bırakın memurları, iş yerleri ve otellerde çalışan personel için toplu konut şart. 

Esnaflardan söz açılmışken sizi ya da icraatlarınızı eleştiren esnaflara zabıta ekiplerini bir baskı aracı olarak kullanacak mısınız?

Ben hiçbir zaman vatandaşımla kavga etmedim etmem de. Bizler her şeyi eksiksiz tam olarak yapamıyor olabiliriz, dinlemek lazım, farklı bakış açılarına önem vermek gerekiyor. Bunları harmanlamak gerekiyor.

Ben biliyorum mantığı içinde gidemezsiniz, inatlaşarak, baskı uygulayarak bir şey düzelmez.
Belki hakarete varan bir şey olursa, o zaman hakkımı zabıta ile değil hukuki yollarla ararım. 

Belediye olarak alınan kararlarda eşitlik kavramı içerisinde davranılmalı. Misal Mehmet’e ayrı, Hasan’a ayrı bir uygulama olursa vatandaş da esnaf da kızar. Eşitlik kavramı içinde hareket ederseniz böyle şeyler yaşamazsınız zaten.

Şimdiki otogar Çeşme gibi turizm incisi bir yere yakışıyor mu?

Benim bir hatam varsa o da otogarı büyükşehire devretmek oldu ama bunu yasa gereği zorunluluktan yaptım.

Benim dönemimde otogar ihale hazırlığındaydı şimdi ne oldu bilmiyorum. Orada biz planı şöyle yapmıştık, belediyenin bir mülkiyeti vardı, üzerindeki kiracıları buradan çıkarıp Çeşme Belediye binasını buraya taşımaktı. Hatta büyükşehir belediye hizmetlerini de buraya alıp, gelen vatandaşın işini bir arada rahatça görmesini sağlamaktı.
Trafik açısından da herhangi bir sıkışıklık yaşamayacaktık.

Belediye’nin şimdiki konumu hem araç   girişi için yeterli değil hem de personel açısından yeterli değil, çoğu güneş görmeyen odada hizmet vermeye çalışıyor. Şimdiki belediye binası da Çeşme’ye gelen misafirleri kabul yeri olarak, toplantı ya da sanatsal aktivite merkezi gibi kullanılabilir, çok da güzel olur. 

Çeşme’ye baktığımızda Akarca alanından başka genişleme alanı yok. Ayasaranda zaten gelişiyor, Ildır - Dalyan birleşmiş, birleşecek tek yer kalmış o da Ovacık.

Ovacık demişken aklıma geldi, Çeşme için minibüs ve taksiler yeterli mi, yazın özellikle minibüslerde üst üste ilkel bir taşımacılık var bir de İzmir - Çeşme arası yapılan toplu ulaşımla ilgili düşünceleriniz neler olacak. Yaz sezonu için bu konuda özel bir uygulama yapmayı düşünüyor musunuz?

Minübüslerin kişilerde kalması şartıyla büyükşehirlerin işletmesi konusu vardı, bu gerçekleştirilirse hızlandırır. Minibüs sayısı arttırılabilir. 

Şunu söylemek istiyorum yazın 1 milyonu bulan bir nüfusa hiç bir şey yetmez. Bizim zamanımızda özellikle eğitim konusunda çok hassas olduğumuz için öğrencilerimizi okullarına servisle taşıyorduk, yine devam ediyor sanırım. 
Etkinliklerde  yine insanlarımızı servislerle taşıyoruz. 

Çeşme ulaşım anlamında diğer sahil yerlerinden daha şanslı otoyolumuz var çünkü. İzmir’den bu yolu kullanarak da eski yoldan gelinebiliyor. Yine otobanın üst tarafında Kuşlar’dan bir çalışma var, sahili de çok rahatlatır yapılması gerekir.
Yine buradan otoyol bağlantılı Reisdere üzerinde bir yol var bu da yine Germiyan, Yalı hepsini rahatlatır.

Büyükşehirin toplu ulaşımla ilgili çalışmaları vardı, hatta bu konuyla ilgili kanunun da çıkarıldığını biliyorum. Konuşarak yapabilinecek şeyler bunlar.
Ama tabii ki buradaki minibüsçülerimizi, taksicilerimizi yok sayamayız.

Çeşme ve Alaçatı  Futbol Sahaları merkezin dışına taşınmalı mı, Çeşme’de bulunan gençleri tam anlamıyla kucaklayacak bir spor kompleksi düşünüyor musunuz?

Çeşme ve Alaçatı  Futbol Sahaları taşınmalı mı evet alan var mı var.
Alaçatı sosyal konutlarının üst tarafında 120 dönüm bir arazi var, yine Kerimoğlu yolu üzerinde bir yer var, Dalyan’da bir yer var. Kapalı spor salonumuz var orası sadece devlete ait bir yer değil aynı zamanda Çeşme halkının. Çeşme’nin çocukları, gençleri orayı  aktif olarak kullanabilmeli.

Çocuk ve gençler demişken yıkılan okullar ve yerleri hangi konumda olmalı? 

Spor alanları merkezin dışında olabilir ama okulların merkezde olmasını çok önemsiyorum. Öğrenciler okullarına yürüyerek gidip gelmeli öğlen yemeğini annesi, babası, ailesi ile yiyebilmeli, bunu bir kontrol mekanizması gibi düşünün. O yüzden çok önemserim.
Bizim Akarca planları içerinde 16 Eylül İlkokulu’nu içeren yer vardı. Yine Namık Kemal için kaymakamlığın alt kısmında eğitim alanı var. 
Çeşme’nin şanslı olduğunu düşünüyorum, bizim zamanımızda hayırseverlerden çok destek aldık, kimi okul için mülkiyet verdi kimi evini, dükkanını verdi. Yıkılan okullar çok çabuk yapılabilir. Böyle hayırseverlerin olduktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı’na okul projesini, götürürseniz hangi devlet kurumu böyle bir şeye hayır der, demez. 

16 Eylül İlkokulu’nu konuşuyorken aklıma geldi karşısındaki Tarihi Pargalı Hamamı’nı soracağım.

Pargalı Hamamı’nın restorasyonu bizim zamanımızda bitmişti. Orasını aslına uygun bir şekilde, hatta hamam olarak kullanılabilir bir şekilde restorasyonunu tamamladık. Ama orayı hamam olarak kullanmaktan çok müze gibi, sanatsal sergi alanı gibi simgesel olarak kullanmak istedik.

Belediye zaten kendisi hamam işletemez, ihale açması lazım. Böyle bir şeye gereksinim de yok Çeşme’de her otelin altı hamam zaten. Orası tarihi bir yer olduğu için sanatsal faaliyetlere yönelik kullanılmalı.

Çeşme’de ki sokak canları ve hayvan barınağın durumu ile ilgili düşünceniz nedir?

Barınağın bulunduğu yerdeki en büyük şansızlığımız sit alanı üzerinde olması. Dolayısıyla buradaki  bazı şeyleri iyileştirmek de çok kolay olmuyor, Ildır’da nasıl bir çivi çakamıyorsak burada da aynı sıkıntıyı yaşıyoruz. 

Yeni bir alan yaratılabilir mi yaratılabilir. Sokak canlarının sorunlarını buradaki hayvanseverlerle ve burada faaliyet gösteren derneklerle birlikte 3-5 ayda çözebiliriz. 

Çeşme’de faaliyet gösteren STK’lara, Odalara ve Spor Kulüplerine müdahil olup, onları dizayn edecek, bir taraf olacak mısınız. Çeşme Kent Konseyi’ni yeniden aktif halde görebilecek miyiz?

Kent Konseyi bizim dönemimizde açıldı ve aktifti biliyorsunuz. Yine görev yaptığım dönemlerde ne partimin, ne de STK’ların seçimine karışmadım. Kendi olağan akışında devam etmeli, bu bendendir bu sendendir mantığı yanlış. 
Bana göre STK’lar daha aktif olmalı, yeni fikirler ve renkler getirir ilçeye.

Hepimiz Çeşme’de yaşıyoruz, sizin çocuğunuz da benim çocuğum da burada yaşıyor, aynı ortamlarda bulunuyoruz niye kavga edip, böyle şeylere müdahil olayım. Ben evde eşimle bile kavga etmem, konuşarak, iletişim kurarak her şey halledilir.

Genel merkez tarafından aday gösterilirseniz, belediye meclis üyelerinizi nasıl belirleyeceksiniz, kriterleriniz neler olacak, kadın meclis üye kotanız olacak mı? 

Bana bu soruyu sormamanız lazım, geçen dönemdeki meclis yapısına bakarsanız göreceksiniz. Cinsiyet ayrımına her zaman karşıyım. Kadın - erkek birlikte yan yana olmalı.
 Ama şunu söylemek istiyorum kadının olduğu yer daha hümanisttir, kadın yapısı gereği doğurgan olduğu için hep yeni fikirlerle gelir. 

Meclis üyelerine gelince  bana göre toplumun bütün kesimini kucaklayıp, iletişim kurabilecek kadronun olması önemli. Diğer türlü Ankara’dan ya da İzmir’den birisini getirip koyarsanız olmaz. Burada bu ilçede ulaşılabilir olmalı ki vatandaş bana ulaşamazsa meclis üyeme derdini anlatsın.

Vatandaşlar size başkan olduğunuz zaman rahat bir şekilde ulaşabilecek mi, Siz de Koruma ordusu ile gezecek misiniz?

15 yıldır telefon numaram hep aynı hatta hala başkanım zannedip arayanlar da oluyor. Belediye başkanı olsamda olmasamda benim telefonum, kapım, iş yerim dükkanım herkese açıktır. Belediye başkanlığı dönemimde şöförüme bir kere bile kapı açtırmamışımdır. Çeşme’de hep kendim sürüyordum aracımı belki İzmir’e giderken falan veriyordum şöförüme arabayı. Ben belediye başkanı olarak hep sahadaydım yine sahada olacağım. Esnafım’da çay içeceğim, vatandaşımı dinleyeceğim, bizler şikayet makamında değiliz, şikayetleri dinleyerek çözüm üretme makamındayız.

İşe alımlarda liyakat gözetecek misiniz?

15 yıllık dönemimde bana kimse başkan beni ya da şunu kayırdı diyemez. Benim işimi bozdu, benim yerime onu aldı diyemez, bunu iddia ederek söylüyorum. 

Liyakat olmalı mı mutlaka olmalı. 
Hatta bununla ilgili bir anımı da anlatayım. Belediye başkanlığı yaptığım dönemde  isimler önemli değil, fen işlerinin başında bulunan müdür arkadaşımız teknikerdi, altında da üç tane mühendis arkadaş vardı. Dedim ki bu böyle olmaz bu insanlar bu kadar okul okumuş ve fen işlerinin müdürü mühendis arkadaşımız oldu işte liyakat budur! 

Sizi çok yordum ama son olarak bir şeyler söylemek ister misiniz?

Bizler üç kuşaktır burada yaşıyoruz, Çeşme’nin sorunları nedir, ne yapılması gerekir ya da ne yapılmaması gerekir çok iyi biliyorum. 

Kişisel anlamda iletişimim de,  kurumlarla ilişkilerimde iyidir. Şimdiye kadar hiçbir bakanlığa randevu alarak gitmedim. Bugün bile Çeşme’ye tatile gelip yanıma uğrayan valisinden tutun, genel müdürüne kadar pek çok insan var. Bu benim için bir onurdur. 
Ben şimdiye kadar kendim için hiçbir şey istemem, istemedim de zaten.

Şu an Çeşme’de gördüğüm ortam üzerine bu göreve talip oldum ve “adayız” dedim.

Tabi bir süreç bu, parti süreci var, onlarla temaslarım var, çalışmalar var.
Aslına bakarsanız ailem bile istemiyor çünkü öyle kolay da bir iş değil bu işler.
Ama Çeşme’de biz  yük sırtlamaya adayız!