Bugun...
SON DAKİKA

Germiyan Festivali’nde Kültürel Miras Söyleşisi: “İzler Silinmeden”

facebook-paylas
 Tarih: 19-10-2025 21:29:01  -   Güncelleme: 19-10-2025 21:37:01

Germiyan Festivali’nde Kültürel Miras Söyleşisi: “İzler Silinmeden”

ObjektifÇeşmeHaber / Selma Artar

Germiyan Festivali’nin ikinci günü, köyün tarihi dokusuna ışık tutan anlamlı bir etkinliğe sahne oldu. Germiyanlı Sosyolog Doç. Dr. Engin Önen, “İzler Silinmeden” başlıklı söyleşisinde, köyün çok katmanlı tarihini, kaybolmaya yüz tutmuş değerlerini ve koruma bilincinin önemini anlattı. Söyleşi, Germiyan Köy Kahvesi’nde yoğun katılımla gerçekleşti.

Doç. Dr. Önen, Germiyan ve çevresinin Tunç Çağı’ndan Roma dönemine, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan zengin bir geçmişe sahip olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Çeşme yalnızca deniz ve turizmle anılmamalı. Bu bölge, binlerce yıllık bir tarihin üzerinde yükseliyor. Ancak kültürel mirasımızın büyük bölümü kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya.”

“Ajda Pekkan’a verilen parayla Ildırı’ya müze yapılırdı”

Önen, Ildırı’daki arkeolojik alanların yeterince değerlendirilemediğini vurgulayarak, bölgede bir imitasyon müze kurulması gerektiğini dile getirdi:

“Ildırı, on iki İyon kentinden biridir. Bugün oraya giden turist sadece kahvaltı salonlarını görüyor. Oysa kazılardan çıkan eserlerin bir kısmı Bayraklı’da, bir kısmı Çeşme Kalesi’nde. Ildırı’da ise sergilenen neredeyse hiçbir şey yok. ‘Paramız yok’ deniyor ama Ajda Pekkan konserine verilen parayla buraya çok rahat bir müze yapılabilirdi.”

“Germiyan, Roma köyüdür; eski adı Kızıl Kilise”

Önen, köyün tarihsel kökenlerine de değinerek, Germiyan’ın Roma dönemindeki adının Kızıl Kilise olduğunu belirtti:

“Osmanlı kayıtlarında Germiyan, ‘Germiyancık Kızıl Kilise’ olarak geçer. Köyün taş evlerinin çoğu, Ildırı’dan taşınan Roma taşlarıyla yapılmıştır. Germiyan sınırları içinde en az 13-14 eski yerleşim ve kilise temeli bulunur.”

“Kuyular, sarnıçlar, yollar… Hepsi birer tarih”

Bölgedeki merdivenli kuyular, sarnıçlar ve Roma yolları hakkında bilgi veren Önen, bu yapıların korunmasının kültürel süreklilik açısından önemine dikkat çekti:

“Merdivenli Kuyu, yalnızca bir su kaynağı değil; Roma döneminden kalma bir hafıza mekânıdır. Sekiz-on yıldır bu kuyunun restore edilmesi için mücadele ediyoruz. Evliya Çelebi de Seyahatnâmesi’nde buradan söz eder. Bu yolların her biri, bir medeniyetin izi gibidir.”

Atatürk’ün Germiyan ziyareti ve vizyonu

Söyleşide, bölge halkının belleğinde yer etmiş Atatürk’ün Çeşme ziyaretinde Merdivenli Kuyu’ya dair anıları da aktarıldı:

“Atatürk köye geldiğinde herkes büyük bir coşkuyla toplanmış, kurbanlar hazırlanmıştı. Motorlu arabalar köyden geçerken halk ‘Atatürk geliyor!’ diye sevinçle bağırmış. Arabadan indiğinde ise herkesin gözleri yaşarmış, kalabalık ‘Hoş geldiniz Paşam!’ diye seslenmiş. O anda sessizlik olmuş, çünkü Atatürk konuşmaya başladığında herkesin gözleri liderin üzerindeydi. ‘Hanımefendiler, beyefendiler’ diye hitap ederek halkıyla iletişim kuruyordu. Bu yalnızca bir selamlama değil, 700 yıllık bir geleneği taşıyan topraklarda halkı onurlandıran, saygı ve samimiyetle birleştiren bir liderlik vizyonuydu. O karizmatik duruş, sözleri ve hareketleriyle köyün tarihine kazınmış bir anı bıraktı.”

“O yollar, o taşlar üzerinde yürüyen liderin ayak izleri bile bir mirastır. Bugün o taş yollar sökülürken, bu hikâyeler de birer birer kayboluyor. Taşları söktüğünüzde, hafızayı da söküyorsunuz.”

“Rum mirası silindi, kültürel devamlılık koptu”

Mübadele sonrası yaşanan dönüşümün kültürel izleri silikleştirdiğini anlatan Önen, Rum döneminden kalan yapı ve malzemelerin yok edildiğini ifade etti:

“Cumhuriyet’in ilk yıllarında, devletin de bir politikası olarak Rum izleri silinmek istendi. Alaçatı’daki kiliselerin mermerleri satıldı, taşlar başka inşaatlarda kullanıldı. Germiyan’daki evlerin çoğu da bu taşlarla yapıldı.”

“Kaybolan sadece taş değil; anılar da gidiyor”

Önen, kültürel mirasın yalnızca maddi değil, manevi bir değer taşıdığını belirtti:

“Binalar, taşlar, aletler yok olduğunda; onlara bağlı anılar, türküler, kelimeler de kayboluyor. Miras yalnızca duvarlardan ibaret değil, bir yaşam biçimidir.”

Söyleşinin sonunda Germiyan’ın gastronomik mirasına değinen Önen, kopanisti peyniri, pirinçli mantı  ve germiyan ekmeği gibi yerel lezzetlerin de kültürel mirasın bir parçası olduğunu vurguladı:

“Gastronomi sadece tat değil, bir hafızadır. Her tarif bir kuşağın diğerine bıraktığı mirastır. Germiyan’ın sofrası da bu anlamda çok değerlidir.”

Önen sunumunu, kültürel mirasın korunması için mücadele ederken yaşamını yitiren Gazeteci Hakan Tosun’a ithaf eden Doç. Dr. Engin Önen, sözlerini şöyle tamamladı:

“Çeşme’yi Germiyan’ı korumak zorundayız.”

Söyleşi, katılımcıların Doç. Dr. Engin  Önen ile birlikte hatıra fotoğrafı çektirmesiyle son buldu.


  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
  HABER ARŞİVİ
  HAVA DURUMU
  ANKET Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
  NAMAZ VAKİTLERİ
nöbetçi eczaneler
  HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI