![]() |
Tweet |
Alto Holding bünyesinde yer alan Lodos Karaburun Elektrik Üretim Şirketi’nin Karaburun’daki rüzgar enerji santrallerinin kapasitesi artışı ile ilgili yapılacak halkın katılım toplantısı ile ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi, Karaburun Belediyesi ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte açıklama yayınlayan Karaburun Kent Konseyi yeni RES projelerine karşı yaşam alanlarını savunacaklarını dile getirdi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan 2013 yılında aldığı izinle 2013 yılında İzmir’in Karaburun ilçesinde faaliyetlerine başlayan Lodos Karaburun Rüzgâr Enerji Santrali’nin kapasitesinin artırılması için harekete geçildi.
Alto Holding bünyesinde yer alan Lodos Karaburun Elektrik Üretim Şirketi Bakanlığa başvurarak ilçenin Yaylaköy, Küçükbahçe, Bozköy, Parlak, Tepeboz, Saip bölgesinde yer alan rüzgâr enerji santralinin kapasitesini 268 MWm/268 MWe’den 455.16 MWm/455.16 MWe’e türbin sayısının ise 87’den 128’e çıkarılması hedefleniyor.
4 milyar 350 milyon TL bütçe ayıran şirket bakanlıktan onay alırsa yıllık elektrik üretimini 940 milyondan 1 milyar 596 milyona çıkaracak. Proje hayata geçirse aynı zamanda Türkiye’nin en büyük rüzgar enerji santrali de olacak. Hali hazırda ki 288 MW gücündeki Soma Rüzgar Enerji Santrali ilk sırada yer alıyor.
ÇED TOPLANTISI 17 OCAK’TA
Şirketin genişleme talebi 17 Ocak 2023 tarihinde düzenlenecek halkın katılımı toplantısında Karaburunlulara sorulacak.
Toplantı öncesinde Karaburun Kent Konseyi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Karaburun Belediyesi, meslek odaları, kent konseyleri, çevre örgütleri ve sendikalarla birlikte ortak açıklama düzenledi.
ÇED toplantısına katılım çağrısının yapıldığı açıklamada “17 Ocak’ta Karaburun’daki Doğa’ya zarar verecek bu girişime dur diyelim. Yaşam Alanımızı Savunalım Karaburun için, daha fazla RES, GES İstemiyoruz… Topraklarımızdan, hayvanlarımızdan, yaşam alanlarımızdan, uzak olunsun… RES’lerin ekonomik ömrü yirmi yıl olarak belirtiliyor, beş bin yıllık tarihe sahip Börklüce Mustafa’nın toprakları adeta yeniden yaşama kapatılmak isteniyor. Yaşananlara duyarlı olalım, yaşam alanlarımızı savunalım… Çocuklarımıza, torunlarımıza, gelecek nesiller için yaşanabilir bir doğa bırakalım” denildi.
Ortak açıklama şu şekilde:
Karaburun denince aklınıza ilk ne gelir diye sorulursa cevabınız;
Nergis Çiçeği, Kıl Keçisi, Hurma Zeytin, Topan Kefal olur du…..
Karaburun Yarımadası nın Doğası yok oluyor,
Karaburun Yarımadasında, 2013 Yılından başlayarak “Yenilenebilir doğal kaynaklardan faydalanarak
elektrik enerjisi üretimi” denilerek kent sakinlerinin rızası dışında doğaya zarar verecek bir girişimde
bulunuluyor.
Rüzgar Enerji Santralllerinin dikildiği alanlar Karaburun Yarımadasının 100 bin ölçekli çevre
düzenleme planında Tarım, Orman ve Mera alanları olarak belirlenen yerler.
Karaburun Yarımadasının Yüz ölçümü 484 Kilometrekare. Bu alanın Yüzde 89’u Ruhsat verilerek
Rüzgar Enerji Santrallerine ayrılmış durumda.
Bu da yetmiyor RES ler ile ilgili Kapasite Arttırımı Talepleri sürüyor.
Oysaki Karaburun Yarımadası Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan İmzası ile 2019 Yılında Özel
Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş durumda.
Son olarak Kapasite Arttırımı talebinde bulunan tüzel kişilik 2013 Yılında 14 mw Gücündeki 7 Rüzgar
Türbini ile işe başlamış , türbin sayısını kısa zamanda 50 ye toplam kurulu gücünü 120 mw ye
çıkarmıştır. İkinci kapasite artışı talebine verilen onay ile 87 tribüne ve 268 mw güce ulaşılmıştır.
Bölge halkının açtığı davalar sonucunda Yerel Mahkeme CED olumlu raporunu iptal etmesine rağmen
Kapasite artış talebinde bulunan tüzel kişinin başvurusu üzerine Danıştay 6 ncı Dairesi Yerel
Mahkemenin kararını bozmuşsa da Bölge halkı doğaya zarar verecek sözkonusu RES Projesini Anayasa
Mahkemesine taşıdı, dava hala sürmektedir.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na Üçüncü kez kapasite artışı talebinde bulunan tüzel kişi
bu kez, tribün sayısını 87 den 128 e gücünü de 268 mw den 455,16 mw ye çıkarmak istemektedir.
Karaburun Yarımadasında RES ler için ruhsat verilen alanların 251 kilometrekarelik kısmını işleten
bahse konu tüzel kişi, bu haliyle Türkiye’nin en çok türbine sahip ikinci işletmeci olmaktadır. Ayrıca
RES ruhsatı aldığı alanlarda Güneş Enerji Santralleri de kurmak istemektedir. Bu şekilde KARABURUN
YARIMADASI’NDA ne yazık ki giderek DOĞA – TARIM YOK OLUYOR;ÇED Toplantısı yapılıp, proje henüz
bakanlık tarafından onaylanmamıştır.
Proje onaylandığı takdirde 15 yıllık meyve veren 30 bin zeytin ağacı yerlerinden sökülüp taşınacak.
Köylünün yaşam kaynağı elinden alınmış olacak.
Karaburun Yarımadasında 15 Endemik Bitki, 4 Nadir ve CITES (Nesli Tehlike Altındaki Türlerin
Ticaretine İlişkin Uluslararası Sözleşme) kapsamında olan 5 bitki türü bulunuyor.
Karaburun Yarımadası Florasında 76 tür Tıbbi, 38 Tür arıcılık, 30 Tür Gıda, 39 Tür Ticari, 34 Tür Peyzaj
ve 19 Tür Yem değerine sahip ekonomik Değeri olan bitki türü yer almakta…
KARABURUN YARIMADASI’ NDA HAYVANCILIK DA YOK OLUYOR…
Karaburun un simgelerinden olan Kıl Keçisi yetiştiriciliği ve elbette hayvancılık her geçen gün yok
oluyor. Üreticiler-Çobanlar meralarının Rüzgar Enerji Santralleri için verilen ruhsat sahalarının büyük
bölümünde kaldığını, hayvanlarının bu bölgelere girmesinin yasaklandığını. Hayvanlarının RES lerin
yaydığı manyetik dalga ve ses kirliliğinden olumsuz etkilendiğini – süt verimlerinin de düştüğünü
söyleyerek Hayvancılığın bölgede tamamen bitme durumuna geldiğine dikkati çekmektedirler.
Yetkililer geçmiş yıllarda 50 – 60.000 baş hayvana ulaşan popülasyonun 5 – 6.000 seviyelerine kadar
düştüğünü, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile yapılan çalışmalar ile şu an 20.000 baş hayvana ancak
ulaşılabildiğini belirtiyorlar.
Yetiştiricilerin kalan hayvanlarını da satarak vazgeçmesinde artan yem fiyatlarının ve bakım
maliyetlerinin olumsuz etkisi de elbette büyük.
Bizler, Yenilenebilir Enerji Üretimine tümden karşı değiliz ….
Ancak ,Karşı olduğumuz yapılan yanlış uygulamalardır.
Dünyada Tıp Otoritelerince kabul edilmiş ‘Rüzgar türbini sendromu (Wind Turbine Syndrome)
denilen ve literatüre geçen yeni bir klinik durumdan bahsedilmektedir.
Dünyada kabul görmüş standartlarda RES’lerin yaşam alanlarına yaklaşım azami mesafesi Avrupa,
ABD, Kanada’da 1.4 kilometreyken, Çeşme ve Karaburun’da 400 metreye kadar inmiş durumda.
Kapasite artış talebinde bulunan tüzel kişi ,Devletin istediği tüm koşulları yerine getirildiğini söylüyor.
Bakanlık ‘mesafe standardı’ koymadığı için, pervaneleri en uygun yerlere koyduklarını söylüyorlar.
Karaburun’un doğasına zarar vermek girişimi ile ilgili ÇED Toplantısı
17.OCAK.2023 Tarihinde Yaylaköy Köy Odası ve Meydanında
Saat 14:30 da Yapılacaktır.
17 Ocak’ta Karaburun’daki Doğa’ya zarar verecek bu girişime DUR diyelim.
Yaşam Alanımızı Savunalım
Karaburun için, daha fazla RES, GES İstemiyoruz…
Topraklarımızdan, Hayvanlarımızdan ,Yaşam Alanlarımızdan, Uzak olunsun…
RES lerin Ekonomik Ömrü Yirmi Yıl olarak Belirtiliyor, Beşbin Yıllık Tarihe Sahip Börklüce Mustafa’nın
Toprakları Adeta Yeniden Yaşama Kapatılmak İsteniyor. Yaşananlara Duyarlı Olalım, Yaşam
Alanlarımızı Savunalım…
Çocuklarımıza, Torunlarımıza, Gelecek Nesiller İçin Yaşanabilir Bir Doğa Bırakalım…
İmzacılar
Karaburun Kent Konseyi, İzmir Büyükşehir Belediyesi, T.C. Karaburun Belediyesi, İzmir Kent Konseyi, Karaburun Ziraat Odası, DİSK Emekliler Sendikası Karaburun Şube, Bayraklı Kent Konseyi, Buca Kent Konseyi, Çiğli Kent Konseyi, Foça Kent Konseyi, Karşıyaka Kent Konseyi, Konak Kent Konseyi, Menemen Kent Konseyi, Urla Kent Konseyi, İzmir Yaşam Alanları, Yarımada Talanı Durdur Koordinasyonu, Tüm Emeklilerin Sendikası, Disk Emekliler Sendikası Güzelbahçe Şub, Güzelbahçe Kültür Çevre ve Güzelleştirme Derneği Mimas Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Keşif Dağcılık Spor Kulübü