Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Çeşme’de Terörsüz Türkiye ve Enerji Bağımsızlığıyla İlgili Önemli Açıklamalarda Bulundu

ObjektifÇeşmeHaber/ Selma Artar

Türk Tarih Kurumu eski başkanı ve Kutlu Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, 20–23 Kasım tarihleri arasında Türk Nöroşirürji Derneği tarafından Çeşme’de düzenlenen kongrede “Kuruluştan Günümüze Cumhuriyet” başlıklı açılış konuşmasını yaptı.

Açılış konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Halaçoğlu, Türkiye’nin tarih boyunca iç ve dış tehditlerle karşı karşıya kaldığını belirtti:

“1978’de PKK terör örgütü kuruldu ve birçok şehit verdik. Türkiye’nin jeopolitik konumu ve yeraltı zenginlikleri, dış güçlerin sürekli ilgisini çekti. Büyük Orta Doğu Projesi ve İsrail’in güvenliği gibi meseleler bu sürecin temelinde yer aldı. Türkiye’nin kendi iç barışı ise Kürt-Türk ve Alevi-Sünni çatışmalarının önlenmesiyle korunmuştur” dedi.

Devlet desteği olmadan terör ayakta kalamaz

Prof. Dr. Halaçoğlu, terörle mücadeleye özel vurgu yaptı:

“Türkiye’de terörün bitmesini hepimiz istiyoruz. Ancak terörün arkasındaki zihniyeti ve destekleyen devletleri görmek gerekir. Sadece teröristlerle masaya oturarak sonuç alınamaz. Eğer bir örgüt 40 yıldır ayakta kalabiliyorsa, bunu destekleyen devletler vardır. Kimler olduğunu herkes biliyor. Ortak karar alınmadan bu iş bitmez.”

PKK’nın Suriye’de YPG ve PYD adıyla yeniden yapılandığını ve ABD’den gelen silahlarla 100 bin kişilik bir güç oluşturduğunu hatırlatan Halaçoğlu:

“PKK bitti demekle bu iş bitmez. Terör örgütü teslim olmaz; tasfiye edilir. Devleti küçültmeye çalışmak yanlış olur” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin enerji açığına dikkat çeken Halaçoğlu, toryumun stratejik önemini detaylandırdı:

“Türkiye enerji sorununu çözebilirse ekonomisi rahatlar, hatta fazlaya geçebilir. Toryum nadir bulunan bir elementtir ve Türkiye rezerv açısından dünyada ikinci sıradadır. Isparta’da düşen uçakta hayatını kaybeden bilim insanlarımız da toryum üzerine çalışıyordu. Hâlâ bunu saflaştırabilen bilim insanlarımız var. Eğer onların elinden tutarsak, doğalgaza veya başka enerji kaynaklarına bağımlı kalmayız.”

Halaçoğlu, toryum reaktörlerinin teknik kapasitesine de değinerek:

“Örneğin 30 metreküplük bir reaktör, 140 bar basınç altında 3000 MW elektrik üretebiliyor. Bu teknoloji Türkiye’nin enerji bağımsızlığının anahtarıdır” dedi. Ayrıca Hindistan, Çin ve Almanya’nın bu alanda ciddi yatırımlar yaptığını belirtti.

Türkiye’nin jeopolitik konumuna da dikkat çeken Halaçoğlu:

“Bir taraftan askerimizin başına çuval geçiriliyor, diğer taraftan Türkiye’ye ambargo uygulanıyor. ‘Silahım var’ diyorlar ama F-16 ve F-35 gibi uçakları bile vermiyorlar. Akdeniz’de bizim karşımızda yer alıyorlar, İsrail’in yanında duruyorlar. Biz Libya ile ekonomik münhasır bölge anlaşması yaptık, ona bile karşı çıktılar. Kıbrıs’ta bizim karşımızda duruyorlar, Yunanistan meselesinde yine Türkiye’nin karşısındalar.

Ama bakın, Kürecik’ten İncirlik’e, Sinop’a kadar her yerde Amerikan üssü var. Böyle müttefik olur mu? Böyle dost, düşman başına. Türkiye’nin kurtuluş reçetesi çok açık: güçlü devlet, liyakat ve enerji bağımsızlığıdır”dedi.

Prof. Dr. Halaçoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:

“Türkiye Cumhuriyeti büyük mücadele ve inançla kuruldu. Atatürk, ilim ve liyakati öncelikli kılarak ülkenin kalkınmasını ve bağımsızlığını garanti altına aldı. Bugün yaşanan sorunlar, tarihsel süreçteki iç ve dış tehditlerin bir yansımasıdır. Bizim yeniden bu ruha, bu anlayışa dönmemiz gerekiyor. Liyakat, bilim, güçlü devlet, terörsüz Türkiye ve enerji bağımsızlığı… Atatürk’ün yol gösterdiği ilkeler ülkemizin geleceğinin temelidir.”