![]() |
Tweet |
Danıştay kararı ile Çeşme Projesi iptal edilirken gündeme gelen ‘Yeni Çeşme Projesi’ hakkında sivil toplum kuruluşları açıklama yaptı. Tepkilerini dile getiren kuruluşlar, ortak basın açıklaması düzenleyerek kararın kesin ve net bir şekilde iptal edildiğini ve bu anlamda yerel yöneticilerin de bu karara uyması gerektiğini hatırlattı.
İzmir’de yıllardır tartışmalara sebep olan Çeşme Projesi’nde yeni bir gelişme yaşandı. Danıştay’ın aldığı kararla birlikte proje iptal edildi. Proje iptal olmasına rağmen bölgeye dair yeni bir projenin hazırlanması gündeme geldi.
İzmir Tabip Odası, TMMOB İzmir Şubesi, İzmir Barosu, EGEÇEP, İzmir Yaşam Alanları, ÇEŞÇEP ve davacı yurttaşlar konuyla ilgili olarak İzmir Mimarlık Merkezi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Basın açıklaması sonrasında kurumlar tek tek konuya dair açıklama yaptı.
TABİP ODASI: ELİMİZDE KALAN SON ALANLARIN KORUNMASI İÇİN ÇABAMIZA DEVAM EDECEĞİZ
İzmir Tabip Odası adına açıklama yapan, Prof. Dr. Ali Osman Karababa “İnsan sağlığı açısından vazgeçilmez bir nokta bitki sistemlerinin korunmasıdır. Çeşme’de ekolojik alanların yok edilmeye çalışılması bir darbedir. Bölgede yaşayanlar ve İzmir halkı için önemli sağlık sorunlarına sebep olabilir. İklim krizini düşündüğümüzde ekolojik dengenin korunması bu krizin ilerlemesine engel olacaktır. Elimizde kalan son alanların korunması için çabamıza devam edeceğiz” dedi.
ÇEŞME ÇEVRE PLATFORMU: YEREL YÖNETİCİLER AÇIKLAMA YAPARKEN MERKEZ YÖNETİME HABER VERDİLER Mİ?
Çeşme Çevre Platformu adına konuşan Dr. Ahmet Güler ise, “Temyiz başvurusu reddedildi. Daha 2 hafta geçmeden proje yeniden alevlendirilmeye çalışılmaktadır. Bu karara rağmen Yeni Çeşme Projesi ismiyle yeniden gündeme geliyor. Kanal Projesi’nden sonra en büyük rant projesidir. 9 Ekim’de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde alınan yeni imar kararıyla yeni alanlar imara açıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ‘Bakanlığın zorlamasıyla imar izni verdik. İzmir Büyükşehir Belediyesi itiraz etti ama elimizden bir şey gelmedi’ dedi. Bu imar izni Çeşme’de 2 milyar dolarlık rant yarattı. Yeni Çeşme Projesi’nin devreye sokulacağını duymaya başladık. Rant planı için çeşitli açıklamalar ortaya attılar. Muhalefet ve iktidar rant söz konusu olunca ortaklaşıyorlar. CHP merkez yönetimi bu projeye karşıdır. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı da karşı olduğunu açıkladı. CHP’nin yerel yöneticileri bu projeye destek açıklamaları yaparken yönetime sormuş mudur? Bizler çevre örgütleri olarak turizm cenneti varlığına destekliyoruz ama ekolojik yıkım getiren projelere karşıyız. Doğayı suyu teslim edecek projelere izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
TMMOB: KARAR AÇIK VE NETTİR
TMMOB İzmir İKK Sekreteri Aykut Akdemir, “Cumhurbaşkanlığı kararı mahkemece iptal edilmiştir. Ekolojik yaşamın bozulmaması gerekçesiyle verilmiştir bu karar. Açık ve nettir. Adaletin tartışmalı olduğu ülkede yargı bu kararı iptal etmiştir. Mevcut yerel yönetimlerle yürüttüğümüz mücadele üzerinden yeniden sesleniyoruz. Yeniden mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.
EGEÇEP: BU KARAR ALINABİLECEK EN İYİ KARARDIR
EGEÇEP adına söz alan Avukat Arif Ali Cangı ise, “Bu tür saldırılara karşı mücadele yürüttük. Bu elimizdeki karar olumsuz koşullarda alınabilecek en iyi karardır. Bölgenin daha fazla talan edilmesinin önüne geçebiliriz. Yaşamdan yana olan bu kesimlerin bu karara dayanarak itiraz etmesi gerekiyor. Bu saldırılar devam edecek. Bu saldırılar sadece yarımadaya yönelik bir saldırı olarak değerlendirilemez. Yarımadanın korunması varlık ve yokluk konusudur. Orada kısa vadeli kişisel çıkarlar vardır, bunları ifşa etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Yapılan basın açıklaması şu şekilde:
Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı kararı ile Çeşme Yarımadasında mevcut devletin hüküm ve tasarrufu altındaki alanların tümünü, 47 Km kıyı şeridi, denizin alanları ve bu alanlardaki beş adet ada, 5.000 hektar orman alanı, içme suyu koruma havzaları, bölgedeki doğal koruma alanları, nitelikli tarım alanları ile zeytinlikler, kültürel ve arkeolojik miras alanları, kısacası şu anda yarımadada yerleşim alanları dışında kalan alanların tamamını içeren 16.000 Hektar (22.400 futbol sahası büyüklüğünde) devasa kamu arazisi İzmir Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilmişti.
Bu devasa kamu arazisi ve deniz alanları yatırımcılara irtifak hakkı tesisi suretiyle tahsis edilerek bu alanın tümünde ve deniz alanlarında halkımızın girişine kapalı imtiyazlı bir azınlığın kullanımına özgülenmiş, girişi denetimli, bağımsız özel bir yetki alanı oluşturulacaktı.
Tahsis edilecek kamu arazisi ve deniz alanları nadir bir ekosistemi barındırmaktadır.
Ancak alanın bu çok özel niteliklerine müdahale edilerek, imtiyazlı bir azınlığın hizmetine sunulmak üzere; mega yat limanları, golf sahaları, kıyı otelleri, lüks konut ve rezidanslar vb. yapılacaktı.
Kurumlarımız ve çok sayıda duyarlı yurttaş; halkımızın yaşam alanlarına, nadir ve korunması gereken habitat alanlarına müdahale içeren ve hukuka aykırılığı daha önce de yargı kararı ile belirlenmiş işleme karşı Danıştay 6. Dairesi nezdinde dava açmış, uzun zamana yayılan hukuk mücadelesinden sonra bu talan kararı Danıştayca iptal edilmişti.
Son olarak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun geçen hafta avukatlarımıza tebliğ edilen kararı ile idarenin temyiz talebi reddedilerek bu talan kararı kesin olarak iptal edilmiştir. Artık ortada bir kesin hüküm vardır.
Çeşme Turizm Bölgesi kararına karşı yürütülen hukuk mücadelesi devam ederken Bakanlık doğal sit alanlarında yat limanları, oteller, golf sahaları yapabilmek için bir yandan da bu alanların koruma statüsünü kaldırarak talanın önündeki son engelleri de temizlemek istemiştir.
Bu karara karşı da hukuk mücadelesi verilerek işlem İzmir 2. İdare Mahkemesi kararı ile iptal edilmiş, bu karar da İzmir Bölge İdare Mahkemesi 4.İdari Dava Dairesi'nin 19.06.2025 tarihli kararı ile kesinleşmiştir.
Anayasada Devletin niteliği Hukuk Devleti olarak tanımlanmıştır. Hukuk devletinde elde edilen yargı kararlarına karşı aynı alanın tekrar turizm bölgesi ilan edilmesi mümkün değildir.
Çeşme Turizm Bölgesi kararına karşı yürütülen davada bilirkişi raporunda, turizm adı altında yapılan işlemin turizmin kaynaklarını yok edeceği ifade edilmiştir. Çeşme yarımadasının potansiyeli şu anda bile mevcut turizm ve ikinci konut yükünü karşılayamayacak ölçüde tükenmiş durumdadır. Son kalan kamuya ait orman alanlarını ve nitelikleri alanları turizm yapılaşmalarına açmak kamu menfaatine olmadığı gibi yarımadayı yaşanılamaz kılacaktır.
Basına yansıyan haberlerde İzmir'in yerli sermaye çevrelerinin konuyu tekrar ısıtma çabasına girdiği görülmektedir. İzmir'in doğal ve kültürel varlıklarının talan edilmeden korunması hepimizin görevidir. Müşterek varlıkları sadece rant kapısı gören anlayış dünyadaki yaşamı tehlikeye atıyor. Kesin hükme rağmen halen yağma ve talan projesinde ısrar etmek Çeşme Yarımadası'ndaki yaşamı tüketecektir, bunun farkında değil misiniz?
Buradan Bakanlığa da seslenmek isteriz. Çeşme yarımadasının son kalan kamu alanlarına turizm bahanesiyle el atmaktan vazgeçin. Yargının yarımadaya müdahaleyi engelleyen kesinleşmiş kararlarına uyun. Hiç değilse bu sefer imtiyazlı azınlığa değil, halkın, doğanın, kamunun yararına uygun hareket edin.