Bugun...
SON DAKİKA

Kültürel Politikalar ve Sanat: Gücün Sanat Üzerindeki Gölgesi

 Tarih: 18-07-2024 15:02:00
BURAK GENÇ

 

Sanatın toplumların gelişimindeki rolü tartışılmaz. Sanat, sadece estetik bir uğraş değil, aynı zamanda toplumsal bilincin, kültürel kimliğin ve siyasi mücadelenin en güçlü araçlarından biri. Ancak sanatın bu dönüştürücü gücü, sık sık güç sahipleri ve sermaye grupları tarafından gölgeleniyor.

 

Sanat ve kültür, bir toplumun ruhunu oluşturur. Ne yazık ki, birçok yerde güç sahipleri, sanatın bu potansiyelinden korkar ve onu kontrol altına almak ister. Bu kontrol çabası, sanatın özgürlüğünü kısıtlar ve onu bir propaganda aracına dönüştürmeye çalışır. Bu durum, sanatın gerçek işlevini zedeler. Özgürlük, eşitlik ve adalet için mücadele eden sanatçılar, bu baskılarla yüzleşmek zorunda kalır.

 

Sanat, sadece göz alıcı ve estetik eserler yaratmak değildir. Sanat, aynı zamanda bir isyan, bir direniş ve bir başkaldırıdır. Adaletsizliklere karşı çıkmak ve yeni bir dünya hayali kurmak, sanatın en temel görevlerindendir. Ancak bugünkü kültürel politikalar, sanatın bu devrimci yönünü bastırmayı hedefler.

 

Kapitalist sistemde sanat, çoğu zaman bir meta olarak görülür. Kültürel politikalar, sanatın ticari değerini ön plana çıkarırken, onun toplumsal ve politik önemini göz ardı eder. Sanat galerileri, müzeler ve festivaller, zenginlerin ve elitlerin zevkine hitap eden gösterilere dönüşür. Halktan kopuk, toplumsal sorunlara duyarsız bir sanat anlayışı, kapitalist kültürel politikaların en bariz sonucudur.

 

Oysa sanat, halkın malıdır. Sanat, sokakta, meydanda, fabrikada ve okulda olmalıdır. Sanat, sadece belli bir kesimin değil, tüm toplumun ihtiyaçlarına cevap vermelidir. Kültürel politikaların amacı, sanatı halktan koparmak değil, halka ulaştırmak olmalıdır. Sanatçılar, özgürce üretebilmeli, düşündüklerini ve hissettiklerini sansürsüz bir şekilde ifade edebilmelidir.

 

Gerçek bir kültürel devrim, sanatın özgürleşmesiyle mümkündür. Güç sahiplerinin ve sermayenin baskılarından arınmış bir sanat, toplumsal değişimin en büyük itici gücüdür. Bu nedenle, kültürel politikalarda radikal bir dönüşüm şarttır. Sanatı halkın malı yapmak, onun özgürlüğünü ve bağımsızlığını sağlamak, daha adil ve eşitlikçi bir dünya için atılması gereken en önemli adımlardan biridir.

 

Sanat, devrimci ruhunu yeniden kazanmalı. Kültürel politikalar, bu ruhu desteklemeli, beslemeli ve yaygınlaştırmalıdır. Çünkü gerçek sanat, ancak özgür olduğu zaman toplumu dönüştürebilir ve insanlığı ileriye taşıyabilir.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI