Çeşme Susuz, Halk Tepkili: Baraj Doluyken Neden Suyumuz Yok?

Krizin Adı: Suyun Varken Susuz Kalmak

İzmir'in gözde tatil beldesi Çeşme, Temmuz 2025 tarihinde derin bir suya girmiş durumda. Alaçatı'daki Kutlu Aktaş Barajı'nda su neredeyse tamamen tükendi. Doluluk oranı yüzde 5'in levhasıyla geri alınca, her gece 23:00–06:00 saatleri arasında 7 saatlik su kesintileri uygulanmaya başlandı. Yaz aylarında hayatta kalacak 600 bini aşan ilçede, bulunan, pansiyonlar, dayanıklı ve evlerde ciddi mağduriyet döngüsü.

Sekiz Haftalık Sezon: Turizmin Kalbine Susuzluk Darbesi
Çeşme'nin turizm sezonu yalnızca sekiz haftasını kapsıyor. Bu kısa süre boyunca bölge esnafı ve hizmet sektörü için hayati öneme sahip. Ancak yazın en yoğun dönemde gelen susuzluk krizi, hem yerli turizmi baltalıyor hem de tatil için gelen binlerce insan mağdur oluyor. Turizmciler, mevcutta bir mağduriyet yaşanmadığını, tesislerin sahiplerinin özel su kaynaklarının olduğunu açıkladılar. 

Karareis Barajı Doluyken, Çeşme Neden Susuz?
2017 yılında Cumhurbaşkanlığı töreniyle düzenlenen Karareis Barajı, aslında Çeşme'nin sorununu çözmek için inşa edilmişti. Artan barajın kapasitesi İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından sağlandı. Fakat aradan geçen sekiz yıla rağmen, barajdan Çeşme'ye bir damla su verilmiş değil. DSİ, İZSU'dan dilekçe gelmesi halinde suyun bağlanabileceğini söyledi. Bu açıklama halk arasında büyük tepki doğurdu: "Baraj yapıldı, her şey hazır ama su bilgileri için bir yazı mı bekleniyor? Sanki Mars'taki bir barajdan söz ediyoruz."

Sivil Toplumun Protestosu: “Vanayı Açın!”
26 Temmuz 2025 günü çeşitli sivil toplum örgütleri tarafından Çeşme Belediye Meydanı'nda bir protesto düzenlendi. Eylemin mesajı netti: “Bu yaz susuzluk istemiyoruz. Barajdan suyu verin!” Burada dikkat çekici bir nokta ise şu: Sivil toplum toplumlarında “kim haklı, kim haksız” tartışmasına girmedi. "DSİ mi hatalı, İZSU mu geç kaldı, bu halk ilgilenmiyor. Bizi ilgilendiren tek şey yazın ortamızın kesilmemesi."

Tepki Protestoya Değil, Protestocuya
Ne yazık ki bu protestonun ardından bazı siyasi gazetelerin meselesini su sorunundan çıkararak, protestocuları hedef aldı. “Bu eylemler siyasi provokasyondur, yönetimin kötülemektir”, siyasi eleştirilerde bulunuyorlardı.Siyasilerin halkın problemini çözmek için yönetimsel olarak yakın olan kurumlar ile kullanıldı, sorunu çözmek yerine, sorguluyan halka çemkirmeleri yeni bir şey değil. Ancak bu toplantıda kamuoyunda şu şekilde yankı buldu: “Yanı hem susuz hem de katılmayacağız mı?”

Halkın Sesi Ulusala Taşındı, Söz Verildi
Protestoların ardından ulusal basına taşındı. TV kanallarında, gazetelerde ve sosyal medyada gündem haline gelen su kesintileriyle ilgili olarak resmî kurumlar geri adım attı. DSİ ve İZSU, en geç Ağustos ayı başında Karareis Barajı'ndan Çeşme'ye su verileceğini duyurdu. Halkın tepkisi doğru adrese ulaştı. Şimdi salıverilen sözlerde.

Sonuç: Bu Soru Hepimizin
Bugün Çeşme'deki musluklardan su sınırı bir şekilde akıyor, halk sularının daha fazla kesinti endişesi içinde yedek su depoları satın alıyor. Herkesin söz ettiği gibi Ağustos havasının ilk haftalarında normal gelişmeleri bekleniyor. Çeşme'de su deposu satışları patladı. 

Ama asıl mesele yalnızca barajlardaki doluluk oranı değil. Bu, bir yönetim meselesi, bir koordinasyon sorunu ve aynı zamanda halkın iradesine kulak verilip verilmediğiyle ilgili bir sınav. Çeşmeliler soruyor: “Baraj doluyken neden susuz kaldı?” Bu bölümde verilecek cevap yalnızca teknik değil, birleşim ve yönetimsel bir sorumluluk testi niteliğinde olacak.