Bugun...
SON DAKİKA

ÇEŞME, ÇEŞME OLALI…

 Tarih: 08-10-2025 13:31:00
ENGİN ÖNEN

Gerçekten de, öyle, Çeşme, Çeşme olalı böyle zulüm görmedi. Maalesef inşaat sermayesine dayanan iktidarın gözünde Çeşme, besili bir piliç. İnşaat olmayan geniş hazine arazisi var. Böyle bir barbar dönemde, Çeşme’yi korumaya çalışanlar, bir avuç yurtsever insan ve sivil toplum kuruluşu.

Port Alaçatı ile başlayan kıyı yağması ve yerel halkın dışlanması ile devam eden süreç, kıyı ve koyların rezidans çöplüğüne dönmesi ile sürdü. Ancak ne Saray iktidarını ne de beton sermayesi bu tek tek parça koparma ile yetinmiyor. Toptan inşaat alanı oluşturmak ve Çeşme’nin şehir dışındaki alanını tamamını pazarlamak istiyorlar. 

Çeşme Projesi olarak sunulan, şehircilik ve planlama ilkelerine tamamen aykırı olduğu halde, İktidar ve muhalefetin ortaklığı ile belli bir aşamaya gelen bu proje, bilirkişi raporlarına dayanarak mahkeme tarafından kesin bir dille ret edilmişti. 

Bunun üzerine CHP’li Başkanlar Tunç Soyer ve Ekrem Oran, hayranlık duydukları Bakanı, yolda bırakmak zorunda kalmışlardı. Bu tehlike devam ediyor maalesef. Burası hukuk devleti olmadığı için ve de CHP’li yerel yönetimler, kamuculuktan ziyade neo liberal yaklaşıma daha yakın durdukları için. 

Normal ekonomik sektörleri, tarımı, sanayiyi, bilgi teknolojilerini ihmal edip, daha kolay kazandıran, ama üretken/verimli olmayan inşaata ve bayındırlığa dayanan iktidar, ülkenin geleceğini tehlikeye soktuğu gibi, birçok bölgede, telafisi imkansız zararlara yol açıyor. 

Kanal İstanbul gibi Çeşme Projesi de, kesinleşmiş mahkeme kararlarına rağmen, iktidar ve beton sermayesi temsilcilerinin tekrar ısıtmaya çalıştığı bir gündem haline geldi. AKP’li vekiller ve İzmir Ticaret Odası yöneticilerine, liberal pazarlamacı yazarlar ve danışmanlar da bu koroya eşlik etmeye başladı.

En tehlikelisi de, İzmir ve Çeşme belediye yönetimlerinde bu girişime karşı bir direnç gözükmemesi. Hatta tam tersine, iktidara yeşil ışık yakan mesaj ve hamleler görüyoruz. Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu, oy birliği ile Çeşme’deki yabancılara ait bir otel inşaatının olduğu alanı, inşaat aşamasında ticari alana çevirmesi, çok önemli bir örnektir. Otel olarak başlayan inşaatlar, rezidans olarak satışa sunulmaktadır. 

İkinci mesaj, Çeşme Belediye Başkan Vekili Onur Saatli’den geldi. “Çeşme’ye katma değer kazandıracak bir projeye neden karşı çıkalım ki” sözleri ile başlayan açıklama, çevreye saygılı ve şeffaf bir proje olursa… diye devam ediyor. 

Zaten çevreye saygısız ve planlama ilkelerine aykırı, kamu yararı olmayan bir proje diye, kesinleşmiş mahkeme kararı var. Bu taşra siyaseti hukuku ayak bağı olarak görüp, inşaatı da kentin gelişmesi olarak algılıyor. Marka kent gibi süslü liberal pazarlama ideoljisinde, iktidar ile CHP arasında tehlikeli bir yakınlaşma söz konusu.

Eski Belediye Başkanı Ekrem Oran, “bu projeye karşı çıkmak vatan hainliği” demişti. Daha önceki belediye başkanı, Muhittin Dalgıç da, “ben olsam, daha çok işin içinde olurdum” diye yakınmıştı. Şimdi de Başkan Vekili, iktidara göz kırpıyor. Tepkileri azaltmak için değişiklikler yapın demeye getiriyor. 

Şeffaflık ve çevreye saygıdan da söz ediyor Saatli. O zaman önce bu ilkeleri hayata geçirmeye Belediyeden başlamak gerekmez mi? Belediye arsalarını yutan Port Alaçatı’daki ruhsatsız villalar konusunda, sorular neden cevapsız? Konser ve festival ihaleleri kime ve kaç paraya veriliyor? Ortada bir sürü iddia var. Bunlar neden cevaplanmıyor? 

Geçen dönem de Ekrem Oran bu sorulara cevap vermemeyi tercih ediyordu, şimdi de aynı uygulama devam ediyor. Oysaki belediye yönetiminde şeffaflık, yasa gereğidir. Bir soru, vatandaş belediye meclis üyesi veya dernek tarafından sorulduğunda, buna cevap vermek tercih meselesi değil, yasal zorunluluktur. 

Onun için Çeşme Projesini tekrar ve hukuku hiçe sayarak gündeme taşıyanlara, şeffaflık önerisi getiren bir belediye yönetiminin önce bunu kendisi uygulamalıdır. 

Çeşme, zaten can çekişen bir şehir. Foseptiği denize dökülen, balık çiftlikleri standartlara uymadan koyları kaplanmış, orta vadede çok ciddi kuraklık tehdidi ile karşı karşıya olan bu şehrin gündemi bu sorunlara çözüm aramak olmalıdır. Hazine arazilerini pazarlayıp, Yarımadayı yaşanmaz hale getirmek değil.      

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI