Bugun...

ÇEŞME’DE SİYASET-4

 Tarih: 03-09-2025 20:10:00
ENGİN ÖNEN

Çeşme ve Alaçatı’daki siyaset, tabi ki, ülke genelindeki siyasetten bağımsız değildi. Ama yine de yerel dinamiklere dayanan bazı özgün özellikler de taşımıştır. Öte yandan Çeşme ile Alaçatı’nın zaman zaman farklı siyasal olaylara sahne olması dikkat çekici. 

Tek Parti döneminde, bölgede en önde gelen kişilerden biri, Mehmet Aldemir. Tek Parti Döneminde CHP İzmir milletvekilliği yapan, Mehmet Aldemir de aynen daha sonra Çeşme siyasetinde ön plana çıkacak olan Kelami Ertan ve Rıza Ertan kardeşler gibi, Sakız Adası kökenli biri. 

Mehmet Aldemir 1945’e kadar CHP’de siyaset yapar. Çeşme’de CHP’nin temsilcisidir. 1939 yılında 6. Dönem İzmir Milletvekili olur. O dönem CHP İzmir Milletvekilleri arasında Mahmut Esat Bozkurt, Hasan Ali Yücel ve Şükrü Saraçoğlu gibi partinin önde gelen isimleri de vardır. 

Kelami Ertan da, 1930 yılında CHP’ye üye olur ama parti içi hizipler ve çekişmelerden rahatsız olup ayrılmıştır. Alaçatı’da hem Tek Parti Döneminde hem de daha sonra Yusuf Gençalp, önemli bir siyasi figür.  

Tek Parti dönemi, ülke genelinde olduğu gibi Çeşme’de de zor yılları içermektedir. Toplumu, ekonomiyi yeniden inşa etmek o kadar da kolay değil. Bir yandan Devrim Kurallarını zorla benimsetmek, bir yandan da ekonomik gelişmeyi sağlamak ve öte yandan da bölgeye Balkanlardan gelen mübadil ve muhacirlerin kültürel uyumu için eğitim seferberliği yapmak.

Yollar, okullar ve camileri imece ile yapmak, gönüllü bir dayanışma değil, yasa gereği zorunluydu. 

İkinci Dünya savaşına katılmamakla birlikte Türkiye’nin bundan etkilenmemesi mümkün değildi. Komşumuzda süren savaş, yokluk, kıtlık ve mülteci akını demekti. Almanya, Yunan Adalarını bombaladıkça, Sakız ve Samos Adalarından akın akın mülteci geliyordu. 

Rejimden memnun olmayanlar, kıtlık ve yoksulluk yaşayanlar, doğal olarak, bunun faturasını CHP ve onun başındaki İsmet İnönü’ye çıkarıyordu. 

Rejimden hoşnutsuzluk duyan kitleler, CHP’den ayrılıp DP’yi kurarlar. Çeşme’de CHP’den ayrılıp, DP’ye geçen çok sayıda insan olur. “Yeter Söz Milletin” diyerek, demokrasi ve özgürlük talep eden DP, kısa sürede seçmen desteğini artırır.

Çeşme’de ilk İlçe İdare Kurulunda, Mehmet Aldemir, KelamiErtan, Mustafa Barbaros ve Süleyman Tütüncüoğlu gibi isimler yer alır. Böylece daha önce Çeşme CHP İlçe Heyeti Reisi olan Aldemir, artık DP İlçe Reisi olur. 

Daha sonra da Çeşme DP İlçe Başkanlığını Kelami Ertan üstlenir. 1950 Ocak, bucak kongreleri döneminde Alaçatı’da DP Kongresinde Hüseyin Bayır, Bucak Başkanı olur. 

1950’ye kadar yapılan seçimler, serbest seçim niteliğinde değildir. Açık oy gizli tasnif gibi, demokrasiye uygun olmayan yöntemler benimsenir. Oy sayımlarında pek çok hileye başvurulur. 

1950’ye gelindiğinde Milli Şef İnönü, çok partili hayatın önemine vurgu yapar. Demokrasiye geçişe destek olur. Az çok iktidarı kaybedeceğini bile bile. Böylece Cumhuriyet, yeni bir evreye geçer. 

1946 seçimlerinde Çeşme’de CHP’ye 2874 oy çıkarken, DP, 1534’te kalır. 1950 seçimlerine gelindiğinde DP, ülke genelinde ve İzmir’de oylarını belirgin olarak artırır. Çeşme’de aradaki fark azalır ama yine de CHP 3044, DP 2995 oy alır. Yani İzmir’de DP büyük farkla birinci olurken, Çeşme’de ikinci sırada kalır. 

Daha önce 6. Dönemde CHP İzmir Milletvekili olan Mehmet Aldemir, 1950 ve 1955 seçimlerinde iki dönem daha milletvekili olur ama artık DP’den.

1950 yılında yapılan yerel seçimlerde DP, İzmir’de rekor kırar. Yüzde 67 oy ile seçimi kazanır. İzmir ilçelerinde ise Seferihisar ve Torbalı’da CHP, diğerlerinin tamamında DP, seçim zaferi elde eder. 

1955 Yerel seçimlerine CHP, parti olarak katılmazken, bazı seçim bölgelerinde bağımsız adaylar çıkarır. Dolayısıyla DP, yine çok büyük oranda il ve ilçeyi kazanır. 

Çeşme ve Alaçatı’da 1950-60 dönemi, DP’nin etkili olduğu bir dönemdir. Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın burada evinin olması da siyasete özel bir etki yapar. Sıkça partililer ile bir araya gelen Celal Bayar, bölgenin hizmet ihtiyaçları konusunda bilgi de alır. 

1950-60 döneminde DP, şikayet ettiği otoriter rejimi kendi lehine inşa etmeye çalışır. Daha liberal ve özgürlükçü vaatlerle iktidara gelmesine rağmen, iktidarını pekiştirdikçe, baskıyı artırır. Özellikle muhalefet partileri ve basın bundan nasibini alır.

Alaçatı Belediye Başkanı, Rıza Ertan’ın Alaçatı meydanında Atatürk’ünki ile yan yana duran İnönü büstünü, bir hayli aşağılayacak şekilde yerinden sökmesi, burada CHP’lilerin tepkilerine yol açar. Ve beldede siyasal gerginlik yaşanır. 

DP, karşı propaganda da Atatürk aleyhine bir dil kullanmaz. Onun ölümünden sonra Milli Şef olarak iktidarı sürdüren CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’yü hedefine koyar. Eski Meclis Başkanlarından Hüsamettin Cindoruk, “biz seçmenlere İnönü’nün asker kaçağı olduğunu anlatırdık, onlar da inanırdı” diye tarif eder bu durumu. Çünkü o dönemde, halkta bunun karşılığı vardır. Ama tabi ki, hem Kurtuluş Savaşı Paşası olarak hem de İkinci Adam olarak İsmet İnönü’den vazgeçmeyen CHP’liler de bulunmaktadır.  

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI