Bugun...
SON DAKİKA

ÇEŞME’NİN ÇİLESİ VE BAHTSIZLIĞI

 Tarih: 22-07-2025 22:16:00
ENGİN ÖNEN

Karamsarlık üretmek için değil, yaşadığımız felaketleri önemsemek için “çile” kavramını tercih ettim. Denizi, koyları, tarihi mirası ile anıldığı kadar, bir süredir felaketler de anılıyor Çeşme.

Bir hafta içinde Çeşme ile ilgili üç haber gündeme oturdu. İlçe arazisinin üçte birini kül eden yangın, barajdaki su miktarının %5 seviyesine düşmesi ve hazine arazilerinin Malatya’daki bir şirketin inşaatları ile “ballı takas” yöntemiyle birilerine aktarılması. 

Yangın binlerce zeytin, badem ve sakız ağacını yaktı, kül etti. Arılar ve kovanlar yandı. Çam ağaçları ve makilik alanlar da bundan nasibini aldı. Peki neden? 

Tabi ki denetimsizlik, kontrolsüzlük ve ihmal yüzünden. Elektrik dağıtım şirketinin gerekli bakım, onarım ve denetimleri yapmaması sonucunda bu yangınların çıktığını, Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi de rapor haline getirdi. Tabi ki, İtfaiyenin de tespiti bu yönde. 

O zaman ortada, sel veya deprem gibi bir doğal afet yok. Göz göre göre görev ihmali ve suç var. Onun için Savcılık en kısa sürede bu suça neden olanların tespiti yapıp, suçluları mahkemeye sevk etmesi gerekir. 

Yangından görülen zarar, tabi ki sadece özel mülkler ile sınırlı değildir. Doğal yaşamı, uzun yıllar kendini yenileyemeyecek, orman ve yaban hayatı da, en az özel mülkler kadar önemli. 

Bölgede mera kalmadı. Peki, küçükbaş hayvancılık yapan sürü sahipleri ne yapacak? Bunlar geleneksel olarak meralarda sürülerini besleyen küçük üreticilerdi. Hazır yem ile hayvanlarını uzun süre beslemeleri mümkün değil. 

Son yıllarda geliyorum diyen su krizi de kapıya dayandığına göre, artık herkesin aklını başına alması gerekir. Bu bölgeyi cazibe merkezi haline getirmek ve nüfusu artırmak, felaketlere davetiye çıkarmaktır. 

Hele hele, bu gerekçeye dayanarak mahkeme kararı ile iptal edilen, Çeşme Projesi gibi akıl dışı bir sermaye girişimini tekrar ısıtmaya çalışanlar, bu felaketler karşısında, bir daha düşünmek zorundadırlar. Sermaye doğayı ve onun kapasitesini düşünmez. Onun her halükarda amacı kar etmektir. Ama devlet ve kamu kurumları olaya böyle bakamazlar. 

Çeşme su sorununu Karareis Barajından takviye ile bir süreliğine hafifletebilir ama orta vadede bile çözemez. Hem yağmurların hem de yeraltı sularının azaldığı bu ortamda, çare su tüketimini azaltmak, kaçak ve kontrolsüz su kullanımını denetim altına almak şart.

Ayrıca, imar planlarını, kapasite dikkate almadan sürekli nüfus artışına yol açacak şekilde genişletmemek gerekir. 

Maalesef son dönemlerde hem yangınlar hem susuzluk ve hem de ballı takaslar ile Çeşme Projesi girişimi gösterdi ki, Hükümet cephesi de yerel yönetim cephesi de bu şehrin geleceğine ilişkin ciddi kaygıya sahip görünmüyorlar. 

İktidar ile muhalefetin ortaklaştığı konular bunlar. Port Alaçatı da Çeşme Projesinde de. Buna net olarak tanık olduk. Çeşme’de bu kadar önemli şehircilik konuları ve şehir suçları söz konusu olduğu halde, biz iktidar ile muhalefet çatışmasına rastlamamaktayız. 

Son olarak gündeme gelen “ballı takas” olayını da bir Manisa milletvekilinin gündeme taşıması da ilginç değil mi?

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI