Bugun...
SON DAKİKA

ÇEŞME’NİN KARA KUTUSU: PORT ALAÇATI

 Tarih: 17-11-2023 17:20:00
ENGİN ÖNEN

Port Alaçatı projesinden daha önce yayınladığımız Alaçatı kitabında, “Elit Gettosu” olarak söz etmiştik. Projenin başlangıcını, amaçlarını ve geçirdiği evreleri ya da nasıl bir hedef kondu ve nasıl sonuçlandı gibi sorulara yanıt aramıştık.

Alaçatı eski belediye başkanlarından Remzi Özen, “bu proje benim çocuğumdur” demişti. Ve ilk aşamadaki olup bitenleri şöyle özetlemişti: “Bu amaçla 1991’de Alaçatı Yatırım AŞ. yi kurduk. Birileri sermaye koyacak ve belediye %5 hisse sahibi olacak ve belediye başkanı da yönetim kurulu başkanı olacak. Marinayı belediye bütçesi ile yaptık. Yatırımcı aradık. Ben projenin Alaçatı’ya hitap etmesini istiyordum ama sonra başka yöne kaydı.”

Aynı dönemde belediye meclis üyesi olan ve bu proje yüzünden yargılanan İbrahim Topal da proje hakkında şu sözleri kullanıyor: “Yerel odaklı bir kalkınma proje olarak düşündük ve destekledik. Yine bu amaçla Hazine çok geniş arazileri Alaçatı belediyesine devretti. Ama proje yerel kalkınma değil rant projesine dönüştü. Yerli halkı dışladı…”

Port Alaçatı 25-30 yıl içinde sürekli sermaye grupları değiştirdi ve sürekli genişledi. Özel kamu ortaklığı ile başlasa da kamu yararı giderek ortadan kalkma eğilimine girdi. Onca kamu kaynağı projeye ortak olan sermaye gruplarının keyfi kullanımına sunuldu.

Aslında kuruluşunda yüzde beş hisse ile projeye ortak olan Belediye, bu hisseye dayanarak yönetim kurulu başkanlığını elinde tutuyor ve güya kamu yararı bu sayede korunuyordu. Hiç de öyle olmadı. Onca kamu kaynağı ve olanağı ile belediye yönetimlerinin kolaylaştırıcılığı sayesinde ilerleyen sermaye, burayı tamamen kendi karlılığı için kullandı.

Hem buradaki alım satım işlemelerinde hem de genişleme sırasındaki hukuksal ihlallerde belediye hep kolaylaştırıcılık görevi üstlendi. Defalarca sit ve sulak alan ihlalleri ile mahkemelik olundu.

Yönetim Kurulu Başkanı, belediye başkanı idi ve buradan huzur hakkı alıyordu. Huzur hakkının yanı sıra bazı kamu haklarının ihalesinde de rol oynuyordu tabi. Bu arada bazı milletvekilleri ve parti yöneticileri de burada ihalelere giriyor, çok şaibeli alım ya da kiralamalar yapıyorlardı.

Bu şirketin sermaye grupları ve hisse payları zaman zaman değişebiliyor. Belediye’nin payı yüzde beş olarak devam ederken, bazı belediye mülkleri de satılıyor. Ve oldukça sembolik fiyatlarla. Ama ne yazık ki bunları ne araştıran ne de soran oluyor.

Bugüne kadar Alaçatı ve Çeşme Belediyesinin bu dev projeden, satışlar dışında ne kadar gelir elde ettiği bilinmemektedir. Bunu yönetmek ve kamu yararını gözetmek için yönetim kurulu başkanı olan Belediye Başkanının aldığı huzur hakkı dışında, belediye bütçesine ne kadar bir pay aktarılmaktadır?

Onca hazine arazisini tahsis eden, imar planlarında ve ihlallerde kolaylaştırıcılık rolü üstlenen Belediyenin kazancını bilen yok.

Bir süredir Çeşme Belediye Başkanının Port Alaçatı yönetim kurulu başkanlığını sürdürmediği iddia edilmektedir. Bunun nedeni nedir? Eğer doğruysa o zaman Çeşme Belediyenin hisselerini kim temsil etmekte ya da korumaktadır?

Sadece şirketin yüzde beşi değil, tamamının yönetimi belediyenin temel görevlerinden biridir. Çünkü buradaki mülk satışlarında çok farklı rakamlar telaffuz edilmektedir. Aynı zaman diliminde 2 milyon Euroya da, 500 bin Euroya da satış yapıldığı söylenmektedir. Bunlar kayıtlarda vardır. Bu satışlarda bu türden dört, beş kat fiyat farkları neden kaynaklanmaktadır?  

Şüyuu vukuundan beter ama bu farkların elden tahsil edildiği dilden dile dolaşan laflardır. Bu çağda hiçbir özel şirket bu türden şaibelerle ve keyfi yönetilemez ama Belediyenin durumu daha ciddi. Çünkü burada söz konusu olan kamu kaynaklarıdır. Çeşme’nin ve Alaçatı’nın haklarıdır.

Sermaye, iktidar ve yerel yönetim ortaklığında oluşan bu kara kutu kamuya açıklanmalıdır. Hem siyasi partiler hem de savcılık acilen harekete geçmelidir.  

 

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI