Bugun...
SON DAKİKA

5 Aralık’ta Seçme ve Seçilme Hakkını Hatırlamak

 Tarih: 04-12-2025 12:02:00
ESEN GÖKTOĞAN

Türkiye, siyasal olarak uzun süredir seçimsizliğe itilmiş bir ülke görünümünde. İktidarın sandığı işlevsizleştiren uygulamaları, yargı ve medya üzerindeki kontrolü, muhalefetin etkisizleştirilmesi ve yerel yönetimlerin yetkisizleştirilmesi, halkın yönetime katılım hakkını neredeyse fiilen ortadan kaldırdı.

 

İşte böylesi bir ortamda 5 Aralık’ı anıyoruz. 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınması, yalnızca bir hak kazanımı değil,   Cumhuriyet’in halk egemenliğine ve eşit yurttaşlığa dayalı iddiasının simgesiydi. Kadınların siyasete katılımı, eşitlik mücadelesinin dönüm noktasıydı.

Ancak bugün bu hakkın içi boşaltılmış durumda. Parlamentoda temsilde eşitlik hâlâ yok. Kadın adaylar partilerde sembolik rollerle sınırlı. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor, yerlerine kayyımlar atanıyor. Kadınlara tanınmış haklar giderek törpülenirken, laiklik ve yurttaşlık da hedef alınıyor.

 

Seçme ve seçilme hakkı yalnızca sandığa gitmekten ibaret değildir. Aday olabilmek, örgütlenebilmek, kendini özgürce ifade edebilmek, eşit ve şeffaf koşullarda yarışabilmek, partilerin önüne barajlar konmayan seçimler demektir. Bugün bu hakların çoğu fiilen kullanılamıyor. Üstelik bu baskı ortamı en çok kadınları etkiliyor.

5 Aralık’ı yalnızca bir yıldönümü gibi değil, mücadele çağrısı olarak ele almalıyız. Kadınların siyasal temsilinin güçlendirilmesi, haklarına sahip çıkması, seçme hakkını gerçek bir egemenlik aracına dönüştürmesi için örgütlü ve dayanışmacı bir siyaset şart.

Kadınlar bu ülkenin yarısı. Onlarsız bir demokrasi mümkün değil. Cumhuriyet’i kadınlar kurdu, yine onlar ayağa kaldıracak.  

 

Şimdi haklarımızı sadece hatırlama değil, yeniden kazanma zamanı.

Oysa bu ülke, kadınların sırtında yükselen bir Cumhuriyet’tir. 1930’larda kadınlara verilen haklar, onların toplumun yarısı olarak siyasal ve toplumsal hayata katılması için bir devrimdi. Bugün, bu kazanımları savunmak, ileriye taşımak, kadınların siyasal temsiline, örgütlenmesine, söz hakkına sahip çıkmak da bizlere düşüyor.

 

Cumhuriyet’i kuran irade, kadınların özgür ve eşit yurttaşlar olarak var olabileceği bir düzeni inşa etti. Cumhuriyetin tekrar ayağa kalkması, yeniden bağımsız, halkçı, laik , kamucu ve emekten yana bir anlayışla hayat bulması mümkündür. Bugün kadınların en çok ihtiyaç duyduğu şey, haklarının hatırlanması değil, yeniden hayat bulmasıdır.

5 Aralık sadece bir yıldönümü değil, bir mücadele günüdür. Çünkü tüm bu haklar, mücadeleyle ve devrimle kazanıldı.

 

Toplumlar, ne kadar baskıyla karşı karşıya kalırsa kalsın, büyük devrimlerin gerisine düşmezler. Bugün yaşadığımız tüm zorluklara rağmen, bu halk, kadınlar, gençler, emekçiler o büyük tarihsel birikimi taşıyor. Cumhuriyet devrimiyle elde edilen haklar unutulmaz; aksine, her baskı yeni bir direnişi ve yeniden kuruluşu doğurur.

 

Biz bu büyük mirası bir adım ileriye taşıyacak güce ve kararlılığa sahibiz.  

Birlikte başarabiliriz.

 

Cumhuriyet’in devrimci ruhuna sahip çıkarak, yeniden örgütlenmek, yeniden kurmak zorundayız.

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI