SU BİR HAKTIR

Çeşme'de Su Kesintileri: Kamusal Hizmetin Krizi ve Toplumsal Dayanışma

Çeşme, yaz aylarında nüfusunun katlanarak arttığı, turizmin can damarı olduğu bir bölge. Ancak bu artış, altyapı hizmetlerinin yetersizliğiyle birleşince, en temel ihtiyaç olan suya erişimde ciddi sorunlar yaşanıyor. Son dönemde sıklaşan su kesintileri, sadece günlük yaşamı aksatmakla kalmıyor; aynı zamanda halk sağlığını ve ekonomik faaliyetleri de tehdit ediyor.

Altyapı Yetersizliği ve Planlama Eksikliği

Su kesintilerinin ardında yatan temel nedenlerden biri, altyapının artan nüfus ve tüketim taleplerine cevap verememesi. Yıllardır süregelen plansız yapılaşma ve turizm odaklı büyüme stratejileri, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını göz ardı etti. Bu durum, özellikle yaz aylarında su talebinin zirveye çıktığı dönemlerde, mevcut altyapının yetersiz kalmasına neden oluyor.

Kamusal Hizmetin Özelleştirilmesi ve Sonuçları

Su hizmetlerinin özelleştirilmesi veya kamu-özel ortaklıklarıyla yürütülmesi, hizmetin kalitesini ve sürekliliğini olumsuz etkileyebilir. Kâr odaklı yaklaşımlar, uzun vadeli altyapı yatırımlarını ve bakım-onarım çalışmalarını geri plana atabilir. Bu da su kesintilerinin daha sık ve uzun süreli olmasına zemin hazırlar.

Toplumsal Dayanışma ve Katılımcı Yönetim

Su, temel bir insan hakkıdır ve bu hakkın korunması, sadece devletin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğudur. Çeşme'de yaşanan su sorunlarına karşı, mahalle meclisleri, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşların katılımıyla oluşturulacak platformlar, çözüm sürecine katkı sağlayabilir. Şeffaf ve katılımcı bir yönetim modeli, hem sorunların tespiti hem de çözüm önerilerinin geliştirilmesinde etkili olacaktır.

Sonuç ve Öneriler

Çeşme'deki su kesintileri, sadece teknik bir sorun değil; aynı zamanda sosyal, ekonomik ve politik bir meseledir. Bu sorunun çözümü için:

- Altyapı yatırımlarının artırılması ve mevcut sistemlerin yenilenmesi,

- Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi için uzun vadeli planlamaların yapılması,

- Halkın karar alma süreçlerine katılımının sağlanması ve bilgilendirme mekanizmalarının güçlendirilmesi,

Çeşme’de yaşanan su sorunu,sadece bir yaz dönemi sıkıntısı değil; plansız yapılaşma, yetersiz altyapı yatırımları ve doğal kaynakların ticarileştirilmesiyle derinleşen yapısal bir krizdir.

Artan nüfus, turizm baskısı ve kontrolsüz inşaat faaliyetleri mevcut su kaynaklarını zorlamaktadır. Buna karşın, yeni baraj, arıtma ve şebeke yatırımları gecikmiş, mevcut kaynaklar da özel şirketlere devredilen dağıtım sistemiyle verimsiz ve pahalı hale gelmiştir.

Su kesintileri, özellikle yaz aylarında Çeşme halkı ve esnafı için günlük yaşamı aksatmakta; turizmi, tarımı ve kamusal sağlığı tehdit etmektedir.

Bu nedenle çözüm:

- Su yönetiminin kamusal ve şeffaf hale getirilmesi,

- Altyapı yatırımlarının ivedilikle yapılması,

- Ranta değil, halkın temel ihtiyacına göre planlama yapılmasıdır.

Su bir haktır, ticari bir meta değil. Çeşme Halk Temsilcileri Meclisi olarak bu konuda halktan yana, kamucu çözümler için dayanışmayı büyütmeye çağırıyoruz.

Su hizmetlerinin kamusal bir hak olarak korunması ve özelleştirme politikalarının gözden geçirilmesi gerekmektedir.

Çeşme'nin su sorununu çözmek, sadece bölge halkının değil, tüm toplumun ortak sorumluluğudur. Bu sorunun üstesinden gelmek için dayanışma içinde hareket etmek ve kamusal hizmetleri güçlendirmek zorundayız.