Yangınlar Sönmüyor, Çünkü Devlet Geri Çekildi — Örgütsüz Toplum Yanıyor

Çeşme’de yaşanan yangın felaketi, yalnızca doğayı değil; toplumun adalet, dayanışma ve kamusal sorumluluk duygusunu da derinden yaraladı. Yanıp kül olan yalnızca ağaçlar, evler ya da canlar değil; devletin halkı için taşıması gereken görev bilinci ve koruyucu gücüydü. Çünkü ortada büyük bir gerçek var: Devlet, kamusal alanlardan sistemli olarak çekildi. Yerini, kâr hırsıyla hareket eden özel şirketler ve denetimsiz sermaye aldı.

 

Türkiye’de enerji altyapısının özelleştirilmesiyle birlikte sorumluluk halkın değil, artık kâr odaklı şirketlerin elinde. Gediz Elektrik örneğinde olduğu gibi, kamu yararı gözetmeyen bu yapıların denetlenmemesi, felaketleri davet ediyor. Bu yangında da ihmaller zinciri açık: zamanında budanmayan teller, bakımı yapılmamış hatlar, afet planlarının yoksunluğu… Bunlar “doğal” değil, özelleştirme politikalarının sonucu olan “politik felaketlerdir.”

 

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi olarak biz biliyoruz ki bu tablo tesadüf değil. Devletin asli görevi olan “kamusal hizmetleri özel sektör eliyle yürütmek” demek, denetimi, şeffaflığı ve halk yararını gözden çıkarmak demektir. Devletçilikten uzaklaşmanın ve piyasa mantığının her alanı işgal etmesinin sonucu, sadece kriz anlarında değil, her gün daha da hissediliyor.

 

Ama bir başka eksik daha var: “Örgütsüz toplum”. Toplum örgütlü olsaydı, yerellerde halk meclisleri güçlü bir şekilde varlık gösterseydi; enerji altyapısı, imar planları, çevre politikaları halkın denetiminde olabilirdi. Ancak sessizlik, dağınıklık ve yalnızlaşma, bizi bu felaket karşısında edilgen bir konuma itiyor.

 

Bu nedenle THTM olarak çağrımız nettir:  

- Kamusal hizmetler tekrar kamunun olmalı.  

- Denetim mekanizmaları halk eliyle şeffaflaştırılmalı.  

- Yerel halk meclisleri yaygınlaştırılarak örgütlü toplum yeniden inşa edilmeli.  

- Bu felaketin sorumluları yargı önünde hesap vermeli.  

 

Yangın yalnızca bir doğa olayı değildir. Bu yangın, toplumdan alınan karar gücünün, halkın elinden alınan egemenliğin ve sermayeye devredilen sorumluluğun yıkıcı sonucudur. Ve bu yangın ancak örgütlü halk tarafından söndürülebilir.

 

Çünkü “mücadele etmeden hiçbir felaket durmaz.”

Çünkü “devlet geri çekildiyse, halk ilerlemelidir.”

Ve çünkü biz biliyoruz: “Dayanışma yaşatır, örgütlülük kurtarır.”

Ama bu karanlık tabloya karşı umut veren bir gelişme de yaşandı. “Çeşme'de, yangına karşı örgütlenmek için bir sivil inisiyatif kuruldu.” Bu oluşum, hem “kamu davasına müdahil” olacak, hem de “bireysel olarak zarar gören yurttaşlar için hukuki süreçler başlatacak” Aynı zamanda yerelde bir “platform gibi çalışarak” farkındalık yaratmayı, kamuoyunu bilgilendirmeyi ve gelecekteki tehditlere karşı halkı savunmayı hedefliyor. Tüm çalışmaları bu sivil insiyatife katılmaya davet ediyoruz.

 

Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi olarak biz biliyoruz ki, devletçilikten uzaklaşan, halkı dışlayan her sistem, felakete zemin hazırlar. Bu nedenle:

 

- Kamusal hizmetler tekrar halkın denetimine geçmelidir.  

- Denetim mekanizmaları şeffaf olmalı, halka açık yürütülmelidir.  

- Yerel halk meclisleri ve inisiyatifler yaygınlaştırılarak “örgütlü toplum” yeniden inşa edilmelidir.  

- Bu felaketin sorumluları yargı önünde hesap vermelidir.

 

Çünkü bu yangın sadece bir afet değil, bir yönetim krizinin sonucudur. Ve bu kriz, ancak örgütlü halkın iradesiyle aşılabilir.

 

Unutmayalım:  

*Devlet geri çekildiyse, halk ilerlemelidir.

*Dayanışma yaşatır, örgütlülük kurtarır.

Çeşme Halk Temsilcileri Meclisi sözcüsü 

Esen Göktoğan