Bugun...
SON DAKİKA

Mirabel Kardeşler’in Mücadelesi Hala Sürüyor

 Tarih: 25-11-2025 02:20:00  -   Güncelleme: 25-11-2025 02:50:00
SELMA ARTAR

"Belki de bize en yakın şey ölüm; ama bu beni korkutmuyor, haklı olan her şey için savaşmaya devam ediyor."

– Maria Teresa Mirabel

 

25 Kasım, dünya çapında kadınlara yönelik görünümlerin ortaya çıktığı, kadın haklarının savunulduğu ve dayanışmanın öne çıktığı bir yürüyüş oldu. Tarihin kökeni, Dominik Cumhuriyeti'nde Rafael Leonidas Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Mirabel Kardeşler'e dayanıyordu. Patria, Minerva ve María Teresa Mirabel, demokrasi ve insan hakları için verdikleri mücadele nedeniyle bütünüyle hapsedilmiş, 25 Kasım 1960'ta diktatörlük yanlıları tarafından vahşice katledilmiştir. Ölümleri basına “trafik kazası” olarak yansıtılmış, gerçek ancak çok sonradan ortaya çıkmıştır.

 

1981'de Birinci Latin Amerika ve Karayip Kadınlar Kurultayı'nda 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kabul edilmiş; 1999'da Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak ilan edilmiştir. Bu yıl boyunca Mirabel Kardeşler'in anısına ve kadın hakları mücadelesinden artan güçlerle kadınlara, şiddete karşı seslerini yükseltiyor.

 

Ne yazık ki, Mirabel Kardeşler'den bu yana geçen yıllara rağmen durum çok da iyiye gitmemiştir. Kadınlar ekonomik, sosyal, kültürel, akademik ve siyasi alanlarda cinsiyetlerden dolayı ayrımcılığa ve şiddete maruz kalmaya devam ediyor. Ataerkil toplum, yaşamda her alanda kadınların gerçekleştirmesini ve eşit özneler olarak var olmalarını engellemektedir.

 

Kadın hakları, ulusal ve uluslararası çözümlerle güvence altına alınsa da dünyada toplumsal cinsiyet eşitliğinin tam olarak sağlandığı hiçbir ülke yoktur. Kadınlar, anayasal haklardan eşit olarak yararlanma, kamusal alanda yer alma, eğitim hakkı, kendi üzerinde karar verebilme, eşit eşit ücret gibi hakları elde etmek için yıllardır mücadele etmektedir.

 

Türkiye özelinde toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları açısından ciddi bir gerileme söz konusudur. BM Sürdürülebilir Amaç Kalkınmaları raporuna göre Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitliğinde 146 ülke arasında 124. sıradadır. Kadınlar, şiddete maruz kaldıklarında dayanıklılıklarına güven duymakta zorlanmakta ve çoğu zaman yaşadıkları deformasyonda bile güçlük çekmektedir.

 

İstanbul Sözleşmesi'nden hukuka aykırı bir şekilde geri çekilme ve devlet politikalarının ağırlıklı olarak aileyi esas alması, kadınlara yönelik gençlik mücadelesi vermişti. Devletin yaşama, yürütme ve yargı organları üzerinden uygulanan politikalar, kadının en temel haklarını koruyamamaktadır.

 

Kadınlar sağlık haklarında önemli bir sorunla karşılaşıyor. ve cinsel yolla bulaşan sistemlerin erişilebilirliği son yıllarda azalmış, kadının yaygınlaştırılmasına ilişkin söz hakkı gebelik kısıtlanmıştır. Bu durum, hem oranları hem de ruhsal sağlığın olumsuz etkileri.

 

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun düzenine göre, son yıllarda kadın cinayetleri yüksek düzeyde devam ediyor. Şüpheli kadın ölümleri hızla artmakta, cezasızlık politikaları başarısızlıkları cesaretlendirmekte ve yargı kararları kamu güvenini sarsmaktadır. Koruma bölümü yeterince etkin bir şekilde çalışmamaktadır.

 

Örneğin İzmir'de şüpheli şekilde hayatını kaybeden Duygu Bölükbaşı davasında başarısızlığa uğramış, tüm delillere ve tanık ifadelerine rağmen beraat etmiştir. Bu tür çözümlerin toplumlarda “cezasızlık var” mesajı vermekte ve şüpheli ölümlerin arttığı yol açmaktadır. Kadınlar, koruma kararlarına rağmen yaşam hakları ellerinden alınmakta ve önlenebilir olarak yetiştirilmektedir.

 

25 Kasım, kadınlara yönelik fiziksel, psikolojik, cinsel ve ekonomik açıdan bir insan hakkı olduğunu hatırlatmak için kalıcı olarak yaratır. Günün temel ayrıntıları:

    • Kadınlara yönelik yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun olduğunu göstermek ve insan haklarının çerçevesini almak,

    • resimlerin, uygulamaların ve koruyucu önlemleri alma konusunda harekete geçmeyi hatırlatmak,

    • Şiddet vakalarının görünürlüğünü artırmak ve toplumsal bilinç oluşturmak,

    • Eğitim, medya dili ve toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden toplumsal yaşamları destekliyor.

 

Kadına yönelik şiddet sadece bireysel bir sorun değil, ciddi bir toplumsal krizin göstergesidir:

    • Kadın cinayetleri çok yüksek,

    • Şüpheli kadın ölümleri hızla artıyor,

    • Cezasızlık politikaları başarısızlıklarını cesaretlendiriyor,

    • Yargı kararları kamu güvenini sarsıyor,

    • Koruma yazılımı etkin işlemiyor.

 

Her yıl 25 Kasım'da dünya çapında düzenlenen yürüyüşler, paneller ve seminerler, kadınlara yönelik basının normalleştirilmesine karşı güçlü bir toplumsal duruş sergilemeyi ve uluslararası dayanışmayı güçlendirmeyi hedefliyor. 

 

Mirabel Kardeşler'in oluşumu ve mücadeleleri, tüm dünyadaki kadınların cesareti ve umut kaynağı olmaya devam ediyor.

 

 

  YORUMLAR YORUM YAP | 0 Yorum
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI