Ve dostu için onurlu şeyler yapmalıdır.
Cicero dostluğun kurallarına dair bakınız neler demiş :
Cicero'yu bilir misiniz ? Romalı Devlet adamı, hatip ve yazar Cicero'nun dostluk üzerine diye çok sevdiğim eserinden alıntılar aslında dostluk, yeryüzündeki ve gökyüzündeki her şeyin karşılıklı iyi niyet ve şefkat hisleriyle uzlaşmasından başka bir şey değildir; bilgelik hariç. Ölümsüz Tanrılar tarafından insanoğluna bundan daha iyi bir armağan bahşedilmemiştir. Dostluk doğa tarafından kusurların yoldaşı olsun diye değil , erdemlerin yardımcısı olsun diye bahşedilmiştir. Zira erdemin tek başına en yüce amacına ulaşamayacağına, başka bir erdemle bağ kurup ulaşabileceğini düşünmüştür. Böyle bir birlikteliği kurmuş veya kuracak birileri varsa onların yoldaşlığının doğanın en yüce iyiliği bağlamında en iyi ve en kutlu yoldaşlık sayılacağını söylemiştir.
İşte bu birliktelik, insanın beklediği şeyleri; onuru, şanı ruhun dinginliğini barındırmaktadır. Bunlar var ise mutlu bir yaşam olacaktır. En iyi ve en yüce şey mutlu olmaktır insan ömründe.
Ona erişmek ise erdemlerden geçmektedir. Erdem olmadan , ne dostluğa ne de mutluluğa ulaşılabilecektir.
Dostluk erdemden ayrı düşünülemeyecek bir kavramdır.
Dostluğa sahip olabilenler bilgedirler .
Çünkü dostluk sadece iyi insanlar arsında olabilir. İyi insanlar ise erdemli olandır. Dost dostunun mutluluğuna kendi mutluluğu gibi sevinir, üzüntüsündeyse daha fazla üzülür.
İnsan dostundan onurlu şeyler istemelidir.
Cicero'dan kıssadan hisseleri noktalayarak , devam ediyorum .
Esasen Gerçek dostluk ve arkadaşlık anlamak ve anlaşılmaktır. Dost koruyan kollayandır. Yanlışında uyaran, sonrasında koruyandır. Dost göze sezdirmeden, gözyaşı silendir.
Dostluk arkadaşlık ve iyilik, karşılık beklemeden vermek; gücünü, tecrübesini, malını, sevgisini ve merhametini, dünyevi bir karşılık düşünmeden paylaşmaktır.
Bir bakıma , iyilik iyilikten, kötülük kötülükten doğar. Karşılık bekleyerek yapılan iyilikler Allah katında da muteber değildir. Çünkü mükafatını bu dünyada almıştır/almak istemektedir.
Dostluğun formülü teori ve pratik sorunsalı Aklımda deli sorular . Dost, her yaptığı iyiliğin karşılığını bekleyen midir? Dostlukları, alışveriş ritüeli haline getirmek ve de en tehlikelisi yaptığı iyiliği başınıza kakmak mıdır? Çevremiz dost sandığımız menfaatçilerle dolu. Karşılık beklemek dostluğu arkadaşlığı ticarete çevirmekten farksız değil midir ? Bencillere, narsistlere göre nankörlük diye adlandırılabilir. Dost dediğin insan seni ateşe atan mıdır, !... Sonra yanmamak için kaçınca olmadık hakaretler savuran mıdır? Her ne kadar atalarımız hatır için çiğ tavuk bile yenir demişlerse de , can ve mal güvenliğini tehlikeye, ateşin ortasına atmak bu çiğ tavuk mudur ?
Birde şöyle dostcuklar, arkadaşcıklar var . Çok amiyane bir tabir ancak; "kaşığıyla verip sapıyla çıkarmak mıdır?" Bu tipik insancıklar kendini değerli, görüp sapıyla çıkaramayınca kendilerindeki ucuzluğu bir aynaya bakarcasına sizde görürler.
Mevlâna'dan bir alıntıyla da noktalıyorum.