DEVA Partisi Çeşme Belediye Başkan Adayı Kerem Engin ObjektifÇeşmeHaber’e Projelerini Anlattı

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Çeşme Belediye Başkan Adayı Kerem Engin, neden aday olduğunu, Çeşme ile ilgili düşünce ve projelerini ObjektifÇeşmeHaber’e anlattı.

Sayın Kerem Engin sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Selanik göçmeni bir ailenin üçüncü kuşak temsilcisi olarak 1972 yılında İzmir’de doğdum. Babam Eski Baş Hesap Uzmanı Yeminli Mali Müşavir, annem ise Eczacı. Anne tarafım da Muğla’lı. Anne dedem Muğla Atatürk İlkokulu müdürü Osman Kasaboğlu. Benim ön ismim dedemden geliyor. 

Önce Türk Koleji Ardından Dokuz Eylül Üniversitesi, Kamu Yönetimi Bölümünü bitirdim. Yani mülki idare eğitimi aldım ancak babamın mesleğinine yöneldim ve Yine aynı üniversitenin Maliye Ana Bilim Dalında, Mali Hukuk Bölümü’nde Yüksek Lisansımı tamamladım. Askerliğimi yedek subay olarak ingilizce tercüman sıfatıyla 9. Ana jet üssünde yaptım. 

1998 yılından beri Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Bağımsız Denetçi olarak yerli ve yabancı firmalara hizmet vermekteyim. Pek çok Sivil Toplum Kuruluşu ve Meslek Örgütü’nde çeşitli kademelerde görev aldım.

Çeşme’mize Herkese eşit, sorunlara akıl ve bilim ışığında rasyonel çözümleri sunmayı ilke edinmiş DEVA belediyeciliğini halkımıza anlatmak ve destekleriyle bunu hayata geçirebilmek için aday oldum.

O zaman diğer adaylara denildiği gibi size de ithal aday mı diyorlar?

İthal aday söylemini son derece yanlış buluyorum, ülkemiz yıllardır ötekileştirme siyasetinden zaten yeteri kadar muzdaripken, yerel yönetim seçimlerinde bir de bu gibi bir söylemi, özellikle İzmirli olup, İzmirde yaşayan kişilerin hakettiğini düşğnmüyorum. Hele bir de “yazlıkçı”diye bazı siyasi çevrelerin bizleri sözde küçümseyen söylemi var. Yazlıkçı dediğiniz insanlar bugün çeşme yerleşik nüfusunun en az 3-4 katı olup çoğu zaten İzmir’de yaşıyor ve sadece yazları değil, haftasonlarını, bayram seyran yılbaşı gibi birçok nedenle vakitlerini Çeşme’de geçiriyorlar, belediye hizmetlerindeki aksamaların da en büyük mağduru onlar. Dahası turizm ve tarımdan geçinen bir ilçenin yerlisi için aynı zamanda onların en büyük gelir kapısı. Bu nedenle ithal aday yakıştırmasını doğru bulmuyorum. Buraya atanan Kaymakam da Çeşme doğumlu değil ama Çeşme için çalışır, burada olan biten  her şeyi bilir ve buranın huzur ve güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.Bir ilçenin sorunlarını öğrenmek ve çözüm üretmek için ille orada doğup büyümeye gerek olmadığı gibi tam tersi bu gibi adaylar ahbap, komşu vs gibi yerli halkla şahsi münasebetleri nedeniyle bizim gibi herkese eşit mesafede ve tarafsız olamayabilirler.

Sırf bu nedenle böyle bir zaafiyet gösteme riski olacağından, örneğin Mülki amirler atama yönetmeliğinin 23. Maddesinde engel haller kısmında, meslek mensupları kendi veya eşinin nüfusa kayıtlı olduğu, en az 15 yıl ikamet ettiği veya ticari ya da yatırım faaliyeti ilişkisinin bulunduğu yerlere atanmaları yasaktır. 

Unutmayalım ki, Belediye Başkanı da görev süresince 657 sayılı kanuna tabidir.  

Çeşme’de Deva Partisi’ne bakış açısı nasıl, bu yerel seçimlere Deva olarak ilk kez kendi adaylarınızla giriyorsunuz değil mi?

Evet bu bizim kendi adaylarımızla girdiğimiz ilk yerel seçimimiz.  Ben bize ve DEVA Partisi’ne yönelik sahada olumsuz bir şey görmedim, bunun için de çok mutlu olduk. Aksine insanlar bizi bir alternatif olarak gördüler. İnsanlar Çeşme’de mevcut yönetim partisi ve iktidar partisi  arasına sıkıştırılmış hissediyorlar ve bu durumdan biraz rahatsız ve tepkililer. Biz onlar için yeni bir alternatif olduk.  Ayrıca yerel yönetim seçimleri aslında partilerden çok aday isimlerin ve o isimlerin halkta yaratacağı güvenilirliğin ön plana çıktığı seçimlerdir. Aday olduğum parti üzerinden konuşursak: Zaten 2023 genel seçimlerinde  6’lı masa olarak tabir edilen oluşumun ortak mutabakat metninin hazırlanmasına en çok katkı koyan bir parti olmak yanısıra, şahsi anlamda Çeşme’de iktidardaki partiye hayat görüşü anlamında tartışmasız en iyi alternatif adayın ben ve meclis üye adayı arkadaşlarımız olduğunu söyleyebiliriz. Biz 6’lı masada her zaman parlementer sisteme dönüşü ve demokrasiyi savunduk, Atatürk ilke ve inkılaplarının ölene kadar savunucusu ve takipçisiyiz. Bu iş sözde değil ruhta hissetmekle ilgili. Zira Atatürkçüyüm diyen biri, vatan topraklarını kişisel menfaati için tahrip etmemekle, koruyup kollamak ve gelecek nesillere en iyi şekilde miras bırakmakla mükelleftir. Dahası Atatürk bile tüm yetkilerini meclisten aldı. Onları ikna ederek aldı. Ben yaptım oldu zihniyetiyle Atatürkçü olunmuyor. 

Deva Belediyecilik anlayışı nedir, ne gibi projeler sunacaksınız Çeşme Halkına?

Deva Belediyecilik anlayışı üç temel saç ayağına dayanıyor.

Bunlar; Liyakat, Akıl ve Bilim, Süreklilik.

Liyakat, işi bilene yaptırmaktır. Belediye’nin tüm kadrolarını düzenli olarak ilgili birimin gerektirdiği yetkinliğe göre sürekli eğitime tabi tutmak, atamalarda kişinin mesleki ehliyetini dikkate almak şeklinde özetleyebiliriz bunu.

Akıl ve Bilim ise en önemli konu: sorunların çözümünde meclis bünyesinde kurulacak komisyonlarda tarafsız uzmanların, ilgili meslek örgüt temsilcileri veya gerekirse stk temsilcilerinin ortak hazırlayacağı raporlardan hareketle göre aksiyon almayı önemsiyorum. 

Süreklilik ise hizmetlerin belli aralıklarla denetlenip gerektiğinde ihtiyaca uygun şekilde revize edilerek güncellenmesidir.

Saha çalışmalarınızda Çeşme ile ilgili ne gibi şikayetler geldi size ve sizin gördüğünüz problemler nedir?

Çeşme, turizm imarlı yerlere rezidans adı altında yüksek katlı yapılaşma tehdidi altında ve giderek Çeşme’yi değerli kılan doğal özelliklerinden uzaklaşıp betona boğulmak üzere, bu benzetme doğru mu bilmiyorum ama Çeşme’ye çok uzak olmayan eski bir turizm cenneti olma yolunda ilerliyor. Eskiden bahsettiğim yerde bir tane yerli turist bulamazdınız, genellikle yabancı turistlerler tercih ederdi. Ne zamanki orada yüksek binalar yükseldi ve betonlaşma çığ gibi arttı, şimdi orada batar yollar, viyadükler var. Böyle olunca yabancı turist kaçtı. İlçe deniz kenarı şehire döndü. Ancak Çeşme coğrafi olarak bir burun ve çıkmaz sokak. Genişleyeceği bir yer yok. Ayrıca batar yolllardan bahsediliyor. Bu söylemler beni oldukça endişelendiriyor. Çeşme’nin Ekonomik ve ekolojik olarak yok olma tehlikesi var. 

İşte bizler Deva Belediyesi olarak Çeşme’nin doğal güzelliklerine sahip çıkarak, o kentin  marka değerini koruyacağız. Çünkü başka Çeşme yok.

Çeşme’de turizm sezonun iki aya sıkıştırılmasına gönlüm razı değil. 

Çeşme’nin termal alt yapısı var, bunun dışında artık dünyada sağlık turizmi gibi, spor turizmi gibi katma değeri yüksek olan turizm çeşitleri var. Ayrıca eğitim kalitesi ispatlanmış, güvenilir 

Eğitim kurumlarını Çeşme’ye getirebilmeyi çok önemsiyorum. Burada yaşayan çok değerli insanların bağışları ve devletimizle ortak üst düzey mesleki eğitim veren okulları da ilçemize kazandırabilmeyi umuyorum. 

Çeşmelilerin kendileri bile eğitim için çocuklarını yakın ilçelerdeki eğitim kurumlarına gönderiyorlar. 

Biz eğer bu eğitim kurumlarını Çeşme’ye getirirsek Çeşme’de yaz / kış insanlar burada yaşamak ister ve kışın kapanan dükkanlar da açık olur. 

Ayrıca gençlerimize turizm sektörünün ihtiyacı olan işgücü talebine yönelik mesleki eğitim kursları açarak, sezonda nitelikli işgücü talebini karşılayabilmeyi umuyorum. Bunun için belediye işletmeleri onlar için iyi bir staj fırsatı sunacaktır. 

Çeşme’de halkın plajlara ulaşımını daha rahatlatacağız. Plajlar halkındır, beach clubların değil! Beach club işletmelerini halkın denize erişimini engellemeyecek şekilde düzenlemeye gidilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Diğer parti adaylar doğalgaz üzerinden vaadlerde buluyorlar ama doğalgaz biliyorsunuz yenilenemez enerji kaynakları arasında ve biz ithal ediyoruz ve dolarla alıyoruz, ülkemizin bu sıralar rezervlerle başı dertte ne yazık ki. dolayısıyla dığal gazı getirmek için yapılacak altyapı harcaması bir yana. Kullanımının da vatandaşlarımıza yüksek bir maliyeti var. Bunun yerine güneş enerjisi gibi, termal gibi hem doğa dostu, hem daha rasyonel ve daha ekonomik enerji kaynaklarına yönelmeyi tercih ederim. Çeşme’nin kendi ürettiği enerjiyle kışın ısınma problemini ortadan kaldırabileceğimizi düşünmekteyim.

Gündemden takip ettiğim, 5 bin konutluk  proje vaadi var. Çalışan kesime ucuz erişilebilir evler yapıp satmak ile ilgili. TOKİ ile ortak çalışma olacağını okudum ama bu vaadi de çok rasyonel bulmuyorum. Biliyorsunuz 6 Şubat’ta ülkemizde çok büyük bir deprem felaketi yaşandı ve altı şehir etkilendi. Burada yapılması gereken yüzbinlerce konuttan bahsediyorlar ve bunun henüz tamamlanmadığı söyleniyor. Hal böyle iken, orada yaşayan vatandaşlarımız çoluk çocuk konteyner kentlerde hayatlarını sürdürme gayretindeyken, Çeşme gibi 50 bin nüfuslu turizm kentinde 5 bin konut vaadini eğer gerçekten amaç buysa biraz hakkaniyetten uzak buluyorum. Kaldı ki mevcut haliyle bile Çeşme’nin alt ve üst yapı sorunlarını özellikle yaz aylarında tavan yapan sorunlarını daha yıllardır çözemedik. Reisdere’ye gidin, orada henüz internet altyapısı bile yok. Çeşme’de bile internet altyapısı içler acısı durumda. 

Buradaki kamu personeli için tabii ki konut üretilebilir ama bunların kişilere satışı doğru değil, yapılacak konutlar onlara piyasanın altında, ödeyebilecekleri güçte görev yaptıkları süreyle sınırlı kiraya verilebilir. 

Meclisinizi oluşturdunuz mu, meclisiniz kimlerden oluşuyor?

Tabii ki oluşturduk, 11-12 kişilik bir meclis oluşturduk hepsi İzmirli, İzmir’i de Çeşme’yi de çok iyi biliyorlar hatta Deva İzmir Milletvekilimiz Seda Kaya Ösen de aile olarak turizmci, aynı zamanda turizm politikaları başkanı partimizde. Bu sayede Çeşme’deki sorunlarımızı TBMM’de duyurabileceğimiz bir imkana parti olarak sahibiz.

Çeşme’de  belediye meclisinde alternatif bir ses olalım, bir dengeleyici olalım, otokontrol mekanizması oluşturalım, ortak akıl ve bilimle Çeşme’yi yönetelim istiyoruz.

Çeşme’de turizm ve tarım dışında Çeşme’de yaşayan pek çok değerli sanatçımız var. Onlarla birlikte ulusal ve uluslararası kültürel alanda, sinema festivali ve bunun gibi platformlarda Çeşme’yi tanıtmak istiyoruz. Bu aynı zamanda Çeşme’mizin yaz kış yaşanır bir konuma da getirecektir. Çeşme’de yaşayan yerel sanatçılara da sergi açabilme, performans sergileme imkanı sunmuş olacağız. 

Çeşme; tarih, kültür, sanat, turizm, tarım, gibi pek çok alanda zengin bir yer. Ancak bu zenginlikler Çeşme’de yeterince değerlendirilmiyor. Biz, Çeşme’nin kaynaklarını verimli ve etkin bir şekilde kullanarak, Çeşme’nin doğal yapısını koruyarak, hemşerilerimizin hem yaşam kalitesini artırmak hem de yüksek döviz girdisine sahip marka turizm şehri yaparak refahlarını arttırmak istiyoruz.

Çeşme’ye katılımcı, şeffaf, liyakatli, adil bir belediyecilik anlayışı yani DEVA  Belediyeciliğini getireceğiz. 

Çeşme’nin  DEVA’sı biz olacağız.