BELEDİYE BABANIZIN ÇİFTLİĞİ Mİ?

Bu dönemde yolsuzluk ve usulsüz uygulama iddiaları ile en fazla tartışma konusu olan belediyelerden biri, Çeşme Belediyesi olmuştur. Daha önce de yazdığımız gibi, belediye keyfi bir yönetim anlayışına teslim olmuş durumda.

Ne parti denetimi, ne kamu denetimi ne de sivil toplum denetimi söz konusu. Birkaç aktif yurttaş büyük bir gayretle uzun zamandır, Belediyedeki uygulama ve harcamaların usulsüz olduğunu dillendiriyor ama maalesef sorumlular üç maymun oynamaya devam ediyor.

Belediye bütçesinden kişisel reklam harcamaları o kadar yaygın ki, artık herkes bunu olağan sanmaya başladı. Oysaki gazetelere, TV programlarına ve billboardlara harcanan reklam harcamaları kesinlikle yolsuzluktur.

Yine belediye bütçesinden parti ve adaylık harcamaları da yolsuzluktur. Kurultay öncesi Kılıçdaroğlu’na destek için defalarca Ankara’ya düzenlenen ve Tuncay Özkan rehberliğinde gerçekleşen bu turların masrafları nereden karşılanmıştır?

Nivent Kurtuluş, defalarca CİMER üzerinden sordu yanıt alamadı, daha sonra da Kaymakamlığa başvurarak, “Bilgi Edinme Yasası” gereği aynı soruyu tekrarladı. Soru çok basit: “Ajda Pekkan Konseri ve KRT Anka Güneşim Medya’ya, Çeşme Belediyesi kasasından ödenen tutar ne kadardır?”

Bu ve benzeri soruları sormak yurttaşın yasal hakkıdır ve aynı şekilde Belediye yöneticilerinin buna yanıt vermesi de yasal zorunluluktur. Bu özel hayat veya devlet sırrı değildir. Belediye bir kamu kurumudur ve buradaki gelir giderler açıklanmak zorundadır.

Ajda Pekkan ve Tuncay Özkan’ın kızının şirketine bugüne kadar belediye bütçesinden ne kadar ödediniz? Yoksa Ajda Pekkan da yüce gönüllü biri olarak bedavaya mı geldi? Öyle ise bunu söyleyin. Ama ilgili ajansa kesilen faturalar bellidir. Bunlar gizli evrak olamaz.

Port Alaçatı adeta bir kara delik gibi, Belediye ve kamu kaynaklarını yutar hale gelmiştir, yanlış uygulamalar ve denetimsizlik yüzünden. Söylentilere göre Belediye mülkü olan Alaçatı Marina, bir kişiye/şirkete %90 kırımla ihale edilmiş. Böyle bir oran herhalde hayal edilebilecek bir şey değildir. Yani bu ihaleyi alan kişi veya şirket kazancının %90’ını Belediyeye ödeyecek. Ne kadar güzel. Peki, ne kadarını ödediğini kim denetliyor. Daha önce kaç tekne aboneydi şimdi kaç? Hepsi belgeli mi?

Mahkeme kayıtlarında tanık ifadelerinden öğrendik. Belediyenin de hisse sahibi olduğu Port Alaçatı’daki villa satışları gerçek değerleri üzerinden yapılmayıp, sembolik fiyatlarla satış gösterilince geriye kalan para nasıl buharlaşıyor? Bu paralar paylaşılıyor mu yoksa belediye sürekli zarara mı uğratılıyor.

Objektif Çeşme’de de haber yapıldığı gibi, Alaçatı’da 4165 ada ve 1 parseldeki bin metreden büyük olan arsa, hangi karar ve gerekçe ile kanala dahil edilerek yok edildi? Bu bir suç değil mi? Yani tapusu olan bu arsa şu anda yok.

Belediye arsasını da yutan bu kanalın etrafındaki yaklaşık 5 milyon euroluk değerinde villaların sahipleri olduğu iddia edilen Aykut Mutlu ile Kenan Suiçmez, bu villalara nasıl sahip olmuşlardır? Belediye de şirket ortağı olduğuna göre bu bilgiler belediyede bulunmaktadır.

Soru da çok koku da çok. Ama yasal yaptırım yok ve kamuoyu baskısı yetersiz maalesef. Bundan yirmi, otuz yıl önce bunun onda biri kadar yolsuzluk iddiası olsa Uğur Dündar, gece gündüz canlı yayın yapardı olay yerinden.

Hadi Uğur Abi yaşlandı. Ama siz, “ne var bunda, AKP’liler de yapıyor” mu diyorsunuz…