Abdullah Aküzüm Yeni Açıklamalarda Bulundu!

Çeşme Belediyesi önceki Dönem CHP Meclis Üyeleri’nden ve Turizmci  Abdullah Aküzüm Yeni Açıklamalarda Bulundu!

Ben Abdullah Aküzüm, Pir Mansur’un torunlarındanım, Türkiye’ye 430 senesinde gelmişler. Düşünebiliyor musunuz daha Selçuklu yok ortada.

Bunu neden vurgulamak istedim hani bize hep yabancı diyorlar ya o yüzden.

Birlik ve beraberlik içinde kardeşçe yaşamış Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuşuz. 

Hiç kimsenin kimseden bir üstünlüğü yoktur.

Şimdi gelelim Çeşme’ye, bunu bütün siyasetçiler için konuşuyorum. Biz 40 yıldır bu siyasetin içinde her türlü şeyi gördük. İnsanlara ayrım yapıldığını gördük, bu bizdense üç kat değilse iki kat gibi ayrımlar yapıldı. Bu ayrımları yaparak haksızlık yapıp hem insanlara hem Çeşme’ye zarar verdik.

Halbuki belediyelerde seçim sonrası siyaset olmaz, olmamalı. Burada yaşayan herkes belediyeye vergisini veriyor ve karşılığında eşit hizmet bekliyor. 

Bu siyasi ayrımlar yüzünden Çeşme harap oldu ve Çeşme’de doğru şeyler yapamadık maalesef!

Ben imarda da görev aldım, Alaçatı’ya bakın bacasına kadar mükemmel bir koruma amaçlı plan görürsünüz. Allah yapandan razı olsun Remzi Özen’den, Muhittin Dalgıç’tan.

Çeşme’yi de 45 günlük villaların çöplüğüne çevirdik. Bu da yetmedi başımıza çok kötü bir bela daha geldi. Rezidans belası…

Bu Atilla Koç’un Kültür ve Turizm Bakanı olduğu dönemde başladı. Biz o zaman otelciler birliği olarak sağolsun o zamanki başkan Veysi kardeşimle birlikte görüşmeye gittik Atilla Koç ile. 

Eğer böyle yapmak istiyorsanız lütfen bunu dünyadaki Swiss Grubu gibi yapın dedik. Swiss Grubu dünyada şunu yapıyor; %20’sini apart (rezidans) %80’ini otel. 

Bu konuda turizm kanunu da çok açık % 20 apart % 80 otel ama  bu konuda çözüm bulamadık.

Bunları neden anlatıyorum?

Şimdi siz Çeşme’de 4 -5 yıldızlı otel yapmak istiyorsanız metre kare şartı 10 bin. Burada 4-5 yıldızlı otel yapmak isteyen kişiye devlet teşvik veriyor.

Bu kapsamda diğer bütün kalemlerin yanına beton ve demiri de ilave ediyor ve yatırımcıyı vergiden muaf tutuyor.

Fakat yatırımcı Belediyeden oturma ruhsatı almadan bu teşvikleri kapatamaz. 

Turizmci olarak söylüyorum, bu  100 milyonda neredeyse 40 milyonluk bir karınızın olması demek. Bu korkunç bir rakam. Sen iş adamı olsan bundan faydalanmaz mısın?

Yatırım belgesini Turizm Bakanlığı veriyor, belediyeden alacağın yapı ruhsatı ile de teşvike gidiyorsunuz.  Bu teşvikler kapsamında da size bir tane liste veriliyor. Bu listede size yurt içi ve yurt dışında hangi firmalardan alışveriş yapabileceğiniz yazıyor. Yurt dışından aldıklarında sıfır gümrük uygulaması var. 

ÖTV yok,  KDV yok, harç yok…

Size KDV’siz fatura veriliyor. 

Oturma ruhsatı almadan, iş yeri ruhsatını almadan, işletme belgesine başvurmadan bu teşviki alamazsınız.

Hazine bu aşamaların hepsini tek tek kontrol ediyor. 

1975’de Turizm Bakanlığı, turizmi teşvik için bir yasa çıkardı. Bu yasada deniz kıyısında arsanız varsa, bu  parsele otel yapmak isterseniz, otelin deniz kıyısına denk gelen uzunluğunu kullanma hakkınız var. Bunun sebebi hizmet sektöründe daha kaliteli hizmet verebilmektir.

Bütün bunlarda belediyenin yetkisi var. Düşünebiliyor musunuz?

Faik bey zamanında yapılan en güzel şeylerden biri de 100 binlik plan üzerinde Çeşme’de 3 katı geçemezsiniz. Buna turizm alanları dahil. 

Bakın Çeşme’de yazın nüfus 1,5 milyonu buluyor, bu nüfusun emniyetini sağlayacak personele ilave İzmir’den 250-300 kadar polis memuru geliyor. Burada çok zor durumda kalıyorlar burada olan polis memurları da Çeşme’de kirasını ödemekte zorluk çekiyor. 

Bu evlatlar buraya bizleri korumaya geliyor, barınma ve yeme içme konusunda sorun yaşıyorlar. 

Bu problemin  çözümü için Hazine’den bir yer istenir ve bizlerde yazın gelen polis memurlarına modern bir konteyner kent yaparız. Burada yaşayan polis memurlarımız, öğretmenlerimiz ve sağlık personelimiz için de bir kooperatif kurup lojman yaparız. Bu lojmanları da buraya tayin olup gelen memurlara  uygun bir şekilde kiraya veririz. 

Böylece Çeşme’nin huzur, güvenlik, eğitim ve sağlık problemleri çözülmüş olur.

İşte tüm bu problemleri çözebilecek bir  baba yiğit Belediye Başkanı lazım bize. 

Çeşme’ye…

Halkçılık, Cumhuriyetçilik, Atatürkçülük, yurttaşlık budur. Biz artık Çeşme’de menfaatleri olmayan bir başkan, millete kin kusmayan, kin gütmeyen bir başkan istiyoruz. 

Bizim burada çocuklarımız, torunlarımız var, hepimiz burada yaşıyoruz, yüz yüze bakıyoruz.

Seçilecek olan belediye başkanı seçildikten sonra, yakasından rozetini çıkarmalı, burada yaşayan her bir vatandaşla, her bir esnafla iyi ilişkiler içinde olmalıdır. Şu anki mevcut yönetim Çeşme’nin feodal bir ağası gibi davranıyor. Halka karşı kibirlilik, nobranlık, hakaret, tehdit güncel davranış biçimi. 

Belediye hizmetleri konusunda sosyal medyada yapmış olduğunuz yapıcı eleştiriler bile hemen aforoz edilmenize yeterli oluyor. Çeşme’de yaşayan herkesin tüm sosyal medyaları  anlık takip ediliyor, eleştirel yorum yapanın vay haline. Resmen fişleme yapılıyor. 

Yapılan bu davranış halkın CHP’ye karşı tutum almasına neden oluyor, CHP’nin kendi üyelerini  bile partiden uzaklaştırıyor.

Biz bu sorunları dile getirmek için bir Sivil İnyisiyatif Grubu kurduk. Toplantı yapalım dedik, koskoca Çeşme’de toplantı için salon verebilecek bir yer bulamadık, sindirilmiş insanlar belediyenin şerrinden korkuyor. 

Bu nedir biliyor musunuz?

Bu bir halka zulümdür. Bu nasıl sosyal demokratlık, nasıl Atatürkçülük?

Mustafa Kemal Atatürk’e karşı hepimiz sahtekarız. Mustafa Kemal Atatürk’e kurban olurum ben. Hiç bir ayrım yapmadan, bu Türk, bu Kürt, bu şucu bu bucu demeden kurmuş bu ülkeyi. 

Anadolu’da yaşadığımız büyük depremde, tüm ülke beraber olduk, yaralamızı birlikte sardık. İşte ne zaman biz Çeşme’de de bu ayrımcılığı yapmaz birlik ve beraberlik içinde olursak başarılı olur, Çeşme’yi hak ettiği yerlere taşırız. 

Ayrıca Belediye Meclisi’nde, projelerini takip etmeyen meclis üyeleri, Çeşme’ye gerçekten hizmet edecek  meclis üyeleri görmek istiyoruz.  Öyle menfaatleri için  el kaldır indir meclis üyesi istemiyoruz.

Vatandaşın belediyedeki temsilcisi meclis üyeleridir, vatandaşın sorunlarını onlar aktarırlar, gerekirse belediye başkanına red verirler. Biz daha önceki belediye başkanları zamanında yaptık bunu. 

Menfaati olan karşı gelebilir mi? 

Muhalefet meclis üyeleri için de geçerli bu, başkanın yanlışlarını söyleyebilsin.

Yok artık öyle ben Ankara’dan bunu gösterdim aday bu demek. Böyle bir şey olursa buna ilk başta ben karşı çıkacağım. 

Çeşme CHP İlçe Kongresinde, ilçe başkanı, ilçe yönetimi, meclis üyeleri ve zabıtalar delege seçimi yapıyorlar, bununla kalmıyor tehdit ediyor, şantaj yapıyorlar, yetmedi imarla ilgili işlerin var diyorlar. 

Çeşme’de yapılan  bu delege seçimini de kabul etmiyorum. İlçe Kongresin’de  Belediye Başkanı sandık başını bekliyor. 

Bunlar yanlış şeyler.

İlçe başkanı olan kişi kongre öncesi Çeşme’deki tüm üyeleri çağırır, kim delege olmak istiyorsa yazar, üyelere de der ki, hadi arkadaşlar istediğinizi  yazın, seçin.

Mustafa Kemal Atatürk’ün, CHP’nin tüzüğü budur.

Oluşturduğumuz Sivil İnsiyatif Grubu’nda Çeşme’nin iğnesinden ipliğine kadar sorunları masaya yatırıp, çözüm yolu bulacağız. Hiç bir ayrım yapmadan kapı kapı dolaşacak, Çeşme halkını ve esnafını dinleyeceğiz. Sorunlara, çözüm arayıp çare bulacağız.

Çeşme’deki herkes bizlere sorunlarını yazıp, ulaştırabilirler. Çeşme’yi hep beraber daha iyi yerlere getireceğiz.