Direnmek, fedakarlık gerektiren bir dik durma, kafa tutma, meydan okuma, karşı koyma eylemidir. Her türlü baskı ve dayatmaya karşı olan, bilinçli ve kararlı bir şekilde düşüncesini ortaya koyan kişi, öncelikle kendine olan güvenini tazeler ve bu düşüncesinden dolayı etkin bir birey olmanın verdiği özgüven ile bir şeyleri kotarmanın kıvancını yaşar.
Direniş öğretir, öğrenmek aklı açar. Aklı açılmış olanlar farkında olurlar. Farkında olanlar çevrelerinde, ülkelerinde ve dünyada neler olup bittiğini daha net bir şekilde görürler.
Kendimden örnek verecek olursam toplumsal veya örgütsel bir direnişin kişiye böyle bir kazanım yaşattığını ifade etmek isterim.
TDK sözlüğünde direnmenin kelime anlamına baktığımızda: "Herhangi bir düşüncede, bir durumda, bir istekte ayak diremek ve ikincil olarak, inat etmek" olarak belirtilse de hiç şüphesiz bizim burada sözünü ettiğimiz direnme elbette bu değildir. Tıpkı bilge bir kişinin dediği gibi “Azim ile inat arasındaki fark akıldır.” Akılla direnme azimdir. Akılsız direnme inattır.
Tarihimizin en can alıcı direnişlerinden biri olan milli mücadelemiz ve bu mücadeleyi Cumhuriyet'e taşıyan Halk Fırkaları ulusal dayanışma ve direnişin en çarpıcı örneğidir. Günümüzde ise buna en yakın örnek Türkiye Halk Temsilcileri Meclisidir. Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi, bugünkü iktidarın emperyalist güçlerle yaşattığı baskı, zulüm ve dayatmayla birlikte laiklik ve Cumhuriyet karşıtı olan ve ülkemizi ortaçağ karanlığına sürükleyen bu düzene “yeter artık dur” diyebilecek birçok aydın, bilim insanı, sanatçı ve yurtseveri bünyesinde toplayan özgür irade ve dayanışma platformudur. Milli mücadele yıllarında Mustafa Kemal ve arkadaşlarının verdiği mücadele ile aynı ülkü ve amaçta olan, üyesi ve gönüllüsü olmaktan kıvanç duyduğum Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi (THTM) günümüzdeki en önemli ve etkili dayanışma ve direnişin vücut bulduğu bir olgudur.
Gelelim dayanışmaya, dayanışma nedir?
Kendi öz disiplinini adanmışlık duygusundan alan gönüllü bir eylemdir. TDK'nin tarifinde ise: Toplumu oluşturan farklı kesimler arasındaki engelleri ortadan kaldırarak bir şeylerin duygu, düşünce ve çıkar birliğiyle karşılıklı olarak bağlanmaları ve her konuda birbirlerine destek olmaları şeklinde belirtmiştir.
Bu anlamda, bugün dayanışırım yarın ise belki denemesi mümkün olmayan, veren ile alanın aynı zorlu ortamda bulunduğu eşitler arası bir ilişkidir.
Bu durumu Amerikalı filozof Richard Rorty “Toplumsal dayanışma metafizik bir insan özü keşfetmekten çok, başka insanların çektiği ıstırabı tahayyül edebilme , onlarla duygudaşlık kurabilme, onları bu anlamda “bizden biri” olarak görebilme yeteneğinin bir sonucudur.” şeklinde tanımlayarak dayanışmayı felsefi bir bakışla değerlendirmiştir. Tabii biz burada dayanışma ile yardımlaşmayı veya hayır işlerini birbirine karıştırmamalıyız. Dayanışma , eşitler arasında da yatay, yardımlaşma ise güçlü ile güçsüz arasındaki dikey ve hiyerarşik ilişkinin adıdır.
Uruguaylı gazeteci yazar Eduardo Galeano işte tam da bu iki farklı durumu “ Hayır işlerine inanmıyorum. Dayanışmaya inanıyorum. Hayırseverlik çok dikey, yukarıdan aşağıya iniyor, dayanışma ise yataydır.” diyerek yardımlaşmanın zaman zaman istismar edilebileceğini ve bir çıkar ilişkisi doğurabileceğini vurgular.
Dayanışmaya ayrıca farklı bir açıdan bakacak olursak, bu eylemin bir yüce gönüllülük, bir duygudaşlık olduğunu görürüz. Günümüzde sadece dijital ortamlarda, sosyal medyada, cep telefonlarında kullandığımız anlamını yitirip özünden uzaklaşan “paylaşım” kelimesi bakın burada ne güzel değerini ve yerini bulmuş.
Dayanışma henüz elde olmayan bir şeyin emek harcayarak ya da mücadele ile kazanılarak eşitler arasında eşit olarak adilce paylaşılmasıdır. Bu durumda genel anlamda dayanışma ve direniş bir bütündür. Dayanışmasız bir direniş, direnişsiz bir dayanışma her zaman istenilen sonucu vermeyecek ve maalesef cılız ve amiyane bir deyişle güdük kalacaktır.
Umudumuz ve inancımız odur ki; güzel ülkemizi ve içinde yaşayan insanlarımızı layık olduğu seviyeye getirebilmek için Türkiye Halk Temsilcileri Meclisi ile birlikte dayanışma ve direniş rüzgarını yakalayıp aydınlık yarınlara, özgür ufuklara yelken açalım.
Endişe etmeyelim, gevşemeyelim. İnancımız sağlam, mutlaka başaracağız.